Gastronomi yazarları olarak Ataköy’deki JW Marriott Hotel Istanbul Marmara Sea’nin ana restoranı Ceres’te Şef Mehmet Faruk Yardımcı’nın Chef’s Table etkinliğine davetliydik.
Ceres restorana girdiğimizde bizi öyle bir masa bekliyordu ki deyim yerindeyse bir tek kuş sütü eksikti! Akdeniz mutfağı ağırlıklı restoranda Chef’s Table davetinin teması lavantaydı. Şef ve muhteşem ekibinin hazırladığı her tatta hafif bir lavanta dokunuşu vardı. Geleneksel tatların farklı içeriklerle yeniden yorumlandığı lezzetler, hem göze hem de damağa hitap ediyordu. Davetin en güzel tarafı her serviste şef ve ekibiyle yemeklerin özel içeriklerini, yorumlamalarını konuşabilmemiz oldu.
Geçtiğimiz Mayıs ayında birinci senesini destansı bir şölenle kutlayan JW Marriott Hotel Istanbul Marmara Sea’nin ana restoranı Ceres, yaz menüsüyle de iddialı. Otelin Executive Şef’i Mehmet Faruk Yardımcı tarafından hazırlanan menü, Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerin zengin mutfağını modern bir dokunuşla kutluyor. Chef’s Table davetinde de hem bu özel menüden tatlar hem de şefin spesiyalleri ikram edildi. Şef Mehmet Faruk Yardımcı, başlangıçları şöyle özetledi: “Mezelerimizin her birine farklı bir yorum kattık. Mesela zeytinyağlı fasulyeye zencefil kattık, yanık yoğurtlu, güllü bir meze yaptık. Orta Doğu’nun hurmasıyla Ege’nin zeytinini birleştirerek bir meze yaptık. Klasik humusu, muhammarayı farklı yorumlarla, kajunla servis ettik. Bu farklılıklar gelen misafirlerimizin de çok fazla ilgisini çekiyor.”
İsmini Roma mitolojisinde bereket ve zenginliği temsil eden tanrıçadan alan Ceres restoranda, İspanya, İtalya, Fas, Lübnan, Türkiye’yi temsil eden Akdeniz mutfağı, Mehmet Faruk Şef’in vizyonuyla yeniden yorumlamış. Davette alışkın olduğumuz klasik lezzetler özel bir içerikle ya da farklı bir baharatla gastronomi keşiflerine davet ediyordu. Lavanta dokunuşu özellikle ekşi mayalı ekmekte alışkın olmadığımız bir renge sebep olmuştu, tadı aynıydı ancak çok hafif mayhoştu. Miksolojist Emirhan Akardağ imzalı lavantalı kokteyl ise hem fresh tadı hem de süslemesiyle iddialıydı. Her lezzetle uyum sağladı.
Klasik Türk mezelerinden İtalya’nın Napoli pizzasına kadar birçok lezzeti modern dokunuşlarla zenginleştiren menüde, otelin “JW Garden” bahçesinden bitkiler ve baharatlar kullanılıyormuş. Chef’s Table davetinin yıldız içeriği lavantaların da bu bahçeden toplanmış olduğunu öğrendik. İncecik hamurla sunulan pizza da farklıydı. Pizzada alışkın olduğumuz içerikler yerine kıyma kullanılmıştı, görüntüsü pideyi anımsatsa da tadı iddialıydı. Özellikle pizzanın üzerinde sunulan yumurta detayı farklıydı. Menünün iddialı tatlarından istakozu ise Şef Kaan Kayas şöyle anlattı: “Aslında burada ıstakozun üç farklı hali var; kabuğu, eti ve kabuğundan yaptığımız bisk sosumuz var. Gnocchi’miz ise mürekkep balığından alıyor rengini. Patatesi haşlayıp bir hamur oluşturuyoruz ve bundan gnocchi hazırlıyoruz. Sonra ıstakozu suda blanch edip, içerisinden etleri çıkarıyoruz. Etleri soteliyoruz, önce krema ve bisk sosla ve daha sonra gnocchi’yle buluşturuyoruz. Sipariş esnasında da sunum olarak kayık tabakta, kafa ve kuyruk kısmıyla beraber servis ediyoruz. Üzerinde finishing dediğimiz çarkıfelek meyvesi, nar ve bezelye filizi var. Buradaki amaç istakozun kremalı yoğun dokusunu biraz patlatarak daha ekşi tatlarla ve keyifli dokunuşlarla finalize etmek.”
“Bahçeden masaya” fikrini lüks bir konsept ile buluşturan restoran; sürdürülebilirlik ve Akdeniz’in zenginliğini ön planda tutan yaz menüsü ile misafirlere unutulmaz gastronomik bir deneyim yaşatıyor.
JW Marriott Hotel Istanbul Marmara Sea’nin ana restoranı Ceres’te, Şef Mehmet Faruk Yardımcı ve ekibinin lezzetli Chef’s Table etkinliği sonrası hatıra fotoğrafı çektirmeyi de ihmal etmedik.