PRP son yıllarda yaygın olarak kullanılan bir tedavi ve tamamen vücudun kendi kendini iyileştirme özelliğini temel alır. Doku onarımını teşvik etmesi ve hücre büyümesini hızlandırması nedeniyle daha sağlıklı ve genç bir cilt görünümüne kavuşmak isteyen kişilerde sıklıkla uygulanan bir medikal estetik prosedürdür. Trombosit açısından zengin plazma tedavisi olarak da bilinen PRP tedavisiyle ilgili merak ettiklerinizi Dr. Aida Keklik’e sorduk.
Rejeneratif bir tedavi olan PRP’nin yaygın kullanım alanı var
Dr. Aida Keklik PRP’nin dokulardaki ve organlardaki doku kayıplarını onarmaya yönelik bir tedavi olduğunu belirtti. PRP tedavisi hastadan belirli bir miktar kan alınması ve alınan kanın işlemden geçirildikten sonra tedavi edilmek istenilen bölgeye enjekte edilmesi yoluyla uygulanır. Hastanın kendi trombosit konsantrasyonunun enjeksiyonu sayesinde vücudun kendi kendini iyileştirme sürecine katkıda bulunularak süreç hızlandırılmış olur.
Dr. Aida Keklik’in yaptığı açıklamalara göre hastaya enjekte edilen aktive trombositler yaralı ya da hastalıklı dokuya etki ederek vücudun onarıcı hücre sayısının artırılmasını ve iyileşmenin hızlandırılmasını sağlar.
Hastadan alınan ve işlemden geçirilen kanın kullanıldığı PRP tedavisi cilt gençleştirme, lekeleri giderme, kollajen üretimini tetikleme ve cilde sağlıklı bir ışıltı kazandırma amacıyla uygulanır.
Yan etkisi olmayan tedavi yöntemi
Dr. Aida Keklik sözlerini şu cümlelerle sürdürdü: “İnsan vücudunda doğumdan itibaren bulunan bir protein olan kolajen genç yaşlarda vücutta bol miktarda olmasına karşın zaman içinde vücuttaki kolajen depolarının azalmasına bağlı olarak cilt elastikiyetini kaybeder. Sonuçta ince çizgiler ve kırışıklıklar yani yaş alma belirtileri görülmeye başlar. PRP tedavisi cildin kendi kendini yenileme sürecini destekleyerek kolajen üretimini tetiklemesinin yanı sıra büyüme faktörlerini de serbest bırakır.”
Tedavi edilmek istenilen bölgeye yapılan PRP enjeksiyonlarının kolajen ve elastin üretimini tetiklemesiyle birlikte cilt dokusu yenilendiği gibi kalitesi de artar. Ayrıca ciltte bulunan lekelerin ve yara izlerinin azaltılmasında da PRP etkili bir tedavi yöntemidir. Böylece daha parlak ve sağlıklı bir cilt görünümüne sahip olma imkanı elde edilir.
Hastanın kanından elde edilen trombositler kullanılarak kaybedilen yüz hacmi geri kazandırılabilir ve cilt dokusu iyileştirilebilir. PRP tedavisinin başarısının altında yatan temel etken kanın işlemden geçirilmesiyle kan hücrelerinin plazma ve trombositlerden ayrıştırılması olarak kabul edilir. Üstelik kişinin kendi kanından elde edilen trombositler kullanıldığı için tedavi herhangi bir alerjik reaksiyon oluşmasına neden olmaz.