Dr. Yasemin Savaş Kaliteli Yaşam Kliniği’nin kurucusu Yasemin Savaş, kısa sürede sonuç alınabilen medikal estetik uygulamaların popülerleştiğini söylüyor ancak cilt gençleştirme ve yapılandırıcı tedavilerde kişiye özel hareket edilmesi gerektiği konusunda uyarıyor. Dr. Yasemin Savaş ile günümüzün güzellik anlayışı ve en popüler estetik uygulamaları üzerine konuştuk.
Sizi hem röportajlarınızdan dan hem de sosyal medyadan dolayı tanıyoruz ama kısaca okurlarımıza kendinizi nasıl tanıtırsınız?
İstanbul Üniversitesi, Çapa Tıp Fakültesi’nden 1995 yılında mezun oldum. 1995 – 1997 yılları arasında Özel Kadıköy Vatan Hastanesi’nde acil hekimliği yaptım. 1997 -2009 yılları arasında Kadıköy Sağlık Grup Başkanlığı Yardımcısı olarak görev aldım. 2005 yılında Kadıköy Şifa Ataşehir Hastanesi Kaliteli Yaşam Kliniği’nde Medikal Estetik Hekimi olarak görev aldım ve 2011 yılında bu bölümün işletmesini üstlendim. 2015 yılında Dr. Yasemin Savaş Kaliteli Yaşam Kliniği’ni kurdum. Kongrelerle yenilikleri takip edip hastalarının beklentisini en iyi şekilde karşılamaya çalışıyorum.
Yurtiçi ve yurtdışında medikal estetik alanında birçok eğitim ve programlara katılımcı, eğitimci ve konuşmacı olarak katılıyorum. Fransa’da Dr. Jackues’ten mezoterapi eğitim sertifikası, İtalya’dan mezoterapi eğitim sertifikası, İsveç’ten hyaluronik asit enjeksiyon teknikleri sertifikası, Monako’dan antiaging uygulamaları sertifikası, Türkiye Sağlık Bakanlığı’ndan mezoterapi, ozon terapi ve medikal estetik uygulama sertifikalarına sahibim. Aynı zamanda MESTDER Yönetim Kurulu Başkanlığını yürütüyorum.
Sosyal medyada çektiğiniz videolarla inanılmaz değişimler yapıyorsunuz. Kendisinde değişiklik isteyen bir danışana öneri verirken hangi kriterleri göz önünde bulunduruyorsunuz?
Günümüzde uzun istirahat gerektirmeyen, günlük hayatı fazla etkilemeyen, cerrahi işleme gerek duyulmadan, kısa sürede sonuç alınabilen medikal estetik uygulamalarının popülerleştiğini söylemek mümkün. Her yıl estetik trendleri değişse de genç, diri, canlı ve ışıldayan bir cilt ile yıllara meydan okuyan bir vücuda sahip olma isteği hiç değişmiyor. Yılın estetik trendleri de teknolojik gelişmelerle, bu isteklere daha hızlı ve kolay cevap veren ameliyatsız uygulamalarla şekillenmeye başladı.
Genelleme yapacak olursak hastalarımız, 25-55 yaş aralığında. Yaş ve cinsiyetlerine göre ihtiyaçları, istekleri de farklılaşıyor. Genç yaşlarda özellikle dudak dolgusu, kaş ortası çizgilenme, sivilce ve akne izleri gibi sorunlar, ciltte parlaklık ve pürüzsüzlük istekleri, gözenek genişlemesi problemlerine çözüm istekleri; ileri yaş kadınlarında da yüzdeki renk homojensizliği, sarkmalara karşı önlemler, özellikle kırışık ve morluk gibi göz çevresi problemleri ve yüze lifting ihtiyacı daha çok karşımıza çıkmakta. Danışanlarıma öncelikle kendilerini nasıl görmek istediklerini, kendilerinde neyi görmekten şikayetçi olduklarını sorarım. Ben hep tedavilerimi uygularken kişiye özel tedavi planı oluştururum. Tedavi planında kişinin cilt yapısı ve neye ihtiyacı olduğu önemli. Ben kişinin doğallığını bozmadan gerçekten ihtiyacı olan tedaviyi planlamayı tercih ediyorum.
İşini severek icra eden bir hekim olduğunuzu biliyoruz. Peki, kendinize nasıl bir çalışma sistemi kurdunuz?
Öncelikle arkamda çok güvendiğim, birlikte yol aldığım, birlikte büyüdüğüm ve sorumluluk almayı bilen, çalışkan, disiplinli ve tamamen kurum kimliğimizi, kültürümüzü benimsemiş güçlü bir ekibim var. Güçlü bir ekip ile beraber, benim disiplinli, programlı bir çalışma anlayışımın olması hedeflerimize ulaşmayı kolaylaştırıyor. Haftanın belirli günlerinde Nişantaşı, belirli günlerde Ataşehir Klinik’te oluyorum. Oturmuş bir sistemimiz olduğu için de zorlanmıyorum. İşleri delege edebilmenin önemine inanırım. Ekibimdeki herkesin her zaman inisiyatif yetkisi vardır. Çalışma ortamında huzur artarsa verimin artacağına inanırım. Bu bağlamda ekibimde geri dönüşleri çok önemserim ve her zaman onları dinlerim. İç iletişime çok inanıyorum. Bu yüzden çalışma arkadaşlarımızla beraber motivasyonun ve verimliliğin artması için klinik içinde yaptığımız aktivitelerimiz vardır. Kısa ve uzun vadeli planlamalar yapmayı önemsiyorum. Yapacağım işlerimi, günlük programımı, katılacağım kongre ve seminerleri unutmamama rağmen, mutlaka not alırım. Tüm ekibime de bu alışkanlığı kazandırmayı kendime görev edindim. İyi bir yönetici olmaktansa iyi bir mentor olmak temel hedefim. Ekibimde doğru görev konumlandırmaları yaparak, ekibimin gücünü daha da artırıp bu zorlu yolculukta kliniklerimde bu hizmetleri verebilmenin mümkün olduğunu düşünüyorum.
Güzellik anlayışı sizce eskiye göre nasıl bir noktaya evrildi? Estetikte nasıl değişimler yaşandı?
Yüzyıllardır gözler, burun, kaşlar ve dudakların birbirine mesafesindeki uyumla belirlenen altın oran, ideal güzelliğin simgesi olarak gösteriliyor. Leonardo da Vinci’nin Mona Lisa’sının altın oranıyla da popülerleşerek günümüze gelen bu kavram, son yıllarda büyük gelişme gösteren ameliyatsız medikal estetik işlemleri ile kendi estetik anlayışına uygun bir görünüme sahip olmak isteyenlerin yüz hayalini gerçeğe dönüştürüyor. Bu oranı korumak amacıyla ameliyatsız medikal estetik uygulamaları, lazer tedavileri, radyofrekans – ultrason tedavileri, enjeksiyonlu işlemler ve kişiye özel tedaviler yapılıyor. Son 10 yılda estetik tercihlerinde büyük bir değişiklik yaşanıyor. Artık insanlar mevcut genç görünümü korumayı amaçlıyor. Teknolojinin gelişmesi ve trendlerin bu yönde ilerlemesi aynı zamanda ameliyatsız estetik uygulamalara olan ilgiyi de önemli ölçüde arttırdı. Ameliyatsız estetik uygulamalarının bir diğer avantajı ise istenen görünümün çok kısa sürede elde edilebilmesi ve bu görünümün uzun süre korunabilmesi. Artık doğal, kendimizi yabancılaştırmayan uygulamalar ve cilt kalitesini artırmaya yönelik uygulamalar popüler.
En çok ilgi gören işlemler, operasyonlar hangileri?
Her dönemde olduğu gibi botoks ve dolgu işlemleri yine en çok tercih edilen işlemler arasında. Ancak daha naturel daha kişiye özel olacak şekilde. Unutulmamalı ki her yüz ayrı bir tuval. Gün içinde yapılan cilt gençleştirme tedavileri ve cilt yapılandırıcı tedaviler, hastanın hızlı şekilde rutin hayatına dönebilmesi dolayısıyla yine çok tercih edilen iki işlem olarak popülerliğini koruyor. Ayrıca dudak dolgusu ve masseter botoksu da son dönemlerde en çok tercih edilen ve uygulanan işlemler arasında. Çünkü kişiler botoks ve dolgu gibi çok küçük çaplı işlemlerle bile istedikleri doğal ve genç görünüme kavuşabiliyorlar.
Siz doğal güzelliğin sınırlarını nasıl çizersiniz? Yaş alırken hanımlara ne tavsiye edersiniz?
Doğal güzellik, kişiyi başkalaştırmayan bir güzellik; yaşamıyla, kişiliği ile, tarzı ile, statüsü ile, duruşu ile örtüşen bir güzellik olmalı. Taklit değil, kişiye özel bir güzellik olmalı. Birinin dudaklarının ya da burnunun aynısını yapmak değil. Güzellik bir bütün zaten. Modada olduğu gibi, sadece trend olmuş, moda bir parçayı giymek değil, onu kendimize uyarlamamızla bir anlam, bir güzellik ortaya çıkıyor. Zarafet, zeka ve ruhsal güzellik… Bunların hepsi varsa biz bunu güzellik olarak adlandırıyoruz. Davranışınızla, giyiminizle, duruşunuzla, özgüveninizle, mimiğinizle, karşı tarafa geçirdiğiniz enerjinizle bir bütündür güzellik. Her kadın güzeldir. Bizler sadece küçük dokunuşlarla aynadaki görüntünüzü istediğiniz gibi yapmaya çalışıyoruz sadece.
Her yaşta, yani 14-15 yaştan itibaren ergenlik süreci ile birlikte cildimize ve vücudumuza bakmak bizim görevimiz. Sadece kadınlar için değil, erkekler için de geçerli bu. Bedenimize iyi bakmalıyız. Her yaşta yapılması gereken işlemler farklı. Erken yaşlarda cildimizin geleceğini ön görerek bir hekim kontrolünde ondan öneriler alarak cildi uzun vadede korumaya yönelik tedaviler ile ilerlemek gerekir. Sporu hayata katmak, beslenme alışkanlığını oturtmak, cilt bakımı…hepsi bir bütün olarak uzmanların ve hekimlerin önerileri ile ele alınırsa, uzun vadede, daha radikal işlemlere gerek duymayı geciktirerek ilerlemek mümkün olur.
Projeleriniz neler?
Hem kendimi hem kliniği ileri taşımak ilk hedefim. Ülkemde ya da ülke dışında daha fazla insana ulaşabilmek her zaman vizyonum. Ayrıca, tasarım ve moda her zaman ilgimi çeken bir konu oldu. Hem özel ilgi alanım hem de aslında işimin bir parçası. Estetik ve moda birbirini tamamlayan olgular ve bir bütün olarak ele alınmalı; kıyafetler, takılar, cildiniz, vücudunuz yanında zarafetiniz, zekanız, ruhsal güzelliğiniz… Bütün bunların arasında ahenk varsa ve hepsi bir bütün olduğunda estetik ve güzel olursunuz. Aslında bu ilgim kendime yaptığım tasarımlarla başladı. “Sevdiklerime de bu tasarımları sunabilme imkanım olur mu” diye düşündüm ve şu sıralar bir takım planlamalar yapma dönemindeyim.