İstanbul’un gözde semtlerinden Kuruçeşme’de, özel Boğaz manzarasıyla öne çıkan Mavi Balık Restaurant, 28 yıldır balık restoranı olarak popülerliğini koruyor. Mekanın lezzetlerini ikinci kuşak yöneticisi Yüksel Parlak’ın eşlik ettiği tadım etkinliğinde değerlendirdik ve kendisinden mekanın tarihi hikayesini dinledik.
1995 yılında hizmete başlayan ve 2000 yılından itibaren “Mavi Balık” olarak faaliyet gösteren restoran, 28 yıldır kesintisiz olarak misafirlerini ağırlıyor. Mekanın arka tarafı yemyeşil orman, ön tarafı da Boğaz olduğu için en başta ismi ‘Mavi Yeşil’ imiş ancak isim tescillenmediği için 2000 senesinde mekanın adı Mavi Balık Restaurant olmuş. Dile kolay tam 28 yıldır hizmet veriyor restoran, peki ama kurulduğu zamanlarda Kuruçeşme nasıldı? Mekanın ikinci kuşak yöneticisi Yüksel Parlak, o dönemi: “1995 yılında babam burayı ilk açtığında Kuruçeşme’de mekan yok, sokak lambası yok! Açıkçası burada herkes yürümeye korkuyordu ama tabii bölge yavaş yavaş gelişti. Burası ilk et restoranı olarak açıldı, şimdiki steak house gibi bir konseptti ama tabii o zamanlar öyle bir konsept olmadığı için babam burayı balık restoranına çevirdi” sözleriyle anlatıyor.
İstanbul’da restoranlar çok sık açılıp kapanır ve farklı isimlerle tekrar açılır. İşte burası bu yönüyle ayrılıyor ve klasikler arasına adını yazdırıyor. Mekanın ikinci kuşak yöneticisi Yüksel Parlak, Amerika’da bilgisayar programcılığı eğitimi aldıktan sonra 2009 yılından itibaren bilfiil burada çalışmaya başlamış. Tabii mekanın 29 senedir kesintisiz hizmet vermesinde bu özenin ve aile işi olmasının payı yadsınamaz. Öyle ki açıldığı günden bu yana halen çalışmaya devam eden servis personelleri olduğunu anlatıyor Parlak ve ekliyor: “29 sene nasıl geçti, neler geçirdik? Bizim gibi ayakta kalan çok az mekan vardır. Kuşkusuz krizler, pandemi vs. bizi zorladı ancak restoranın kemikleşmiş bir müdavim kitlesi olduğu için bugünlere kadar geldik.”
Tabii bunda mekanın lokasyon ve manzara avantajı yadsınamaz. Mavi Balık Restaurant, İstanbul Boğazı’nın tarihi ve ikonik yapılarıyla bütünleşen panoramik deniz manzarasına sahip. Parlak, “İstanbul’da bu kadar cepheye, panoramik manzaraya sahip başka mekan yok. Lokasyonu öyle bir yerde ki, iki köprüyü de tepeden rahatlıkla görüyor” diyor.
Peki, mutfakta neler değişti? Günlük olarak en az 12 çeşit taze balık ve deniz ürünü sunan restoran, özellikle karidesli çibez, ahtapot carpaccio, kimyonlu kabak ve tuzda balık gibi benzersiz lezzetleriyle fark yaratıyor.
Yüksel Parlak, “Tabii mönüyü yeni taleplere göre şekillendiriyoruz ancak müdavimlerimiz klasik lezzetleri her zaman arıyor, bu sebeple onlardan vazgeçmiyoruz. Yıllar önce aileleriyle gelenler şimdi kendi çocuklarıyla geliyorlar. Yeni nesiller için sunumlara daha da odaklandık ve onların damak tadına göre yeni lezzetler ekliyoruz. Balıkta tabii mevsimine göre hareket ediyoruz. Şu sıralar lüfer revaçta, bitince kalkan dönemi başlar. Tabii kalkan her zaman var ancak en güzel dönemi bu dönemdir. Mezelerde de klasik Türk lezzetleri ağırlıklıdır” diyor.
Mavi Balık Restaurant, 900 metrekarelik alanda yer alan geniş kapasitesiyle 350 kişiye rahat ve ferah bir ortam sağlıyor. Boğaz’ın mavi sularına bakan, İstanbul’un yeşil tepelerine sırtını dayamış konumuyla dikkat çeken restoran, kalite arayan deniz ürünü severlerin favorileri arasında.
Tecrübeli aşçıların özenle hazırladığı birbirinden lezzetli ürünler, balık çeşitliliği ve enfes mezeleriyle Mavi Balık Restaurant, damaklarda iz bırakan tatlar sunuyor. Sohbetimiz sırasında biz de restoranın farklı tatlarını keşfediyoruz. Gerçekten de her meze ve ara sıcak taptaze, lezzetli ve özel sunumlarla servis ediliyor.
Özel yemeklerden iş yemeklerine kadar her türlü etkinliğe uygun Mavi Balık Restaurant, lezzet avcılarına göre İstanbul’un en iyi balık restoranları arasında öne çıkıyor.
Mekan, zengin şarap koleksiyonu, güçlü içkiler ve özenle hazırlanan kokteyller ile misafirlerine eşsiz bir bar deneyimi vadediyor. İstanbul’da Boğaz’da özel bir akşam yemeği için mutlaka listeye alınmalı, üstelik bölgedeki diğer adreslere göre mönünün daha hesaplı sunulduğunu da hatırlatalım.