Mitolojiden esintilerle yarattığı mineli çiçek tasarımlarıyla ve Orta Doğu’daki işbirlikleriyle yükselişe geçen NGG Jewelz markasının kurucusu takı tasarımcısı Nil Görgülü, stilde doğru kombinlenmiş aksesuarın önemini vurguluyor.
Takı tasarımcısı Nil Görgülü, Bilkent Üniversitesi İngiliz dili edebiyatı sonrası yine aynı üniversitede ticaret ve yönetim okumuş. Uzun yıllar ilaç sektöründe çalıştıktan sonra aksesuarlara ve nakışa hep ilgi duyduğu için hobisini işe dönüştürmeye karar vermiş. ‘Her dönem Mısır firavunlarından Kraliyet mücevherlerine kadar, tören kıyafetlerinin bir parçası veya günlük yaşamlarının bir parçası olarak, mücevherlerden ve kullanıcıya güven havası vermesinden etkilenmişimdir’ diyor.
Tasarıma nasıl başladınız?
Takıların ve tasarımın benim için anlamı güven ve şaşaa havası. Benim yaş dönemim çok iyi hatırlar mahallede oynayan çocuklardık biz, daha o zaman kızlarla rengarenk ipliklerimizi alıp bileklik örerdik. Tasarıma daha ilkokuldayken babaannemin öğrettiği nakış işlerini yaparak başladım diyebilirim. Yeni bir şey ürettiğim zaman duyduğum o ilk heyecanı ise hiç kaybetmedim. İste bugün yaptığım tasarımlarda o etkiler var, evinde bile babaannesinin ördüğü dantelleri hala kullanan bir karakter olarak siz düşününün artık el işi el emeği olan her şeye ve eskiye olan düşkünlüğümü. Yani tasarımcılık aslında sonradan olunmuyor, o ruh ile doğuyor insan. Genlerden gelen bir durum yani.
Marka adınızın açılımı nasıl? Kurulum süreci nasıl gelişti?
NGG Jewelz, adımın açılımı. Evimin atölye olarak kullandığım bir odasında hobi olarak yaptığım tasarımlarıma bir gün büyük bir sipariş alınca şirket kurma ihtiyacı ortaya çıktı, olur mu, olmaz mı derken, şirket kurma işlemlerini halleden yetkilinin “Nil Hanım şirket ismi ne olsun’’ diye araması ile o anda hemen telefonda NGG olsun dedim ve o şekilde gelişti aslında hızlıca adımın baş harflerini koyarak bu serüven başlamış oldu.
Tasarım felsefenizi nasıl özetliyorsunuz?
Felsefe olarak aslında tam olarak “Zıtların Dansı” diyebiliriz. Vintage ile moderni, abiye ile sporu, sade ile gösterişi karıştıran ‘mix and match’ parlak, ışıltılı dokunuşlar ön plandadır. Sade el yapımı ip bilezikleri altın, değerli metal ve taşlarla birleştirip onlara ruh katmak gibi. Tasarım yaparken düzeni de hiç sevmem, her şeyi dağınık bir şekilde masanın üzerine atarım, o karmaşada daha güzel tasarımlar ortaya çıkıyor. Takılar kullanıcıya güven havası verir. Takıların benim için anlamı budur-bir güven ve şaşaa havası vermesi.
Tasarımlarınızın materyalleri neler?
Renkli metallerin, renkli ipek kumaşların, iplerin, renkli taşların, büyük ve küçük endüstriyel objelerin, kristallerin kullanıldığı eski ve yeni, modern ve Osmanlı motifleriyle harmanlanmış malzemeler, kısacası ışıltılı parıltılı ürünler neredeyse ben de oradayım denebilecek tasarımlar.
Mineli çiçek koleksiyonunuz nasıl oluştu?
Çiçekleri oldum olası çok sevmişimdir. Mitolojiye de her zaman ayrı bir ilgi duymuşumdur. Her çiçeğin kendine ait bir mitolojik hikayesi de olunca bu ikili benim için vazgeçilmez oldu haliyle. Kimi neşeli, kimi hüzünlü bu hikayelerin. Tasarımlarımda oldum olası çiçeklere yer veriyordum zaten annemin adı Lale, ilk olarak Osmanlı laleleri ile modern laleleri makremelerde bileziklerde kullanmaya başladım, alt çiçek koleksiyonları çıkartıyordum ama şu an çiçeklerle ayrı bir aşk yaşıyorum. Bu da bende son dört senedir ayrı bir çiçek koleksiyonu yapma isteği doğurdu. Bu sene pandeminin de etkisi ile zaman daha boldu, son teknolojik gelişmelerden de faydalanıp çiçekleri birbirine karıştırıp farklı melez çiçekler ortaya çıkarttık. Farklı bir çiçeği oluşturmak o kadar eğlenceli ki; “Papatyayı ele alalım” siz o papatyayı yuvarlak yapraklı masum naif papatya olarak bilmeye devam ederken, biz onu alıp hatlarını sivrileştirip biraz daha vahşi bir papatyaya dönüştürdük. Doğada bulunmayan ve benim yarattığım bir çiçek. İşte bu süreç bana inanılmaz keyif veriyor. Sıfırdan var etmek ve insanların bunu keyifle kullandığını ve bunu hiçbir yerde görmediklerini söylemeleri paha biçilemez. Diğer bir unsur çiçekler 7’den 77 ye her kesime hitap ediyor ve çok enteresandır herkes kendi karakterine uygun paralel çiçekler alıyor. Kırılgan yapılı insanlar, lale, gelincik, nergis gibi çiçeklere yönelirken, daha sert mizaçli insanlar orkide, sümbül, şakayık gibi çiçeklere yöneliyorlar. Hiç şaşmadı bu. Herkes kendine uygun çiçeği karakterine göre seçiyor.
Bağdat Caddesi’ndeki mağazanız ne zaman açıldı?
Atölye Nuruosmaniye’de. Senelerdir oradan yürüttüğüm işleri artık bir mağaza ile taçlandırma zamanı gelmişti. Bağdat Caddesi Şaşkınbakkal mağazamı Şubat 2020 de açtım. Her yaştan, her kesimden insanın olduğu bir bölge Bağdat Caddesi. Yoğun turistlerin de geldiği bölge. Evime de çok yakın olması sebebi ile tercih ettim. İki katlı bir mağaza alt katta takı atölyelerimiz var, öğretiyoruz burada. Şu an kapalı grup az sayıda kişi ile hijyen şartları göz önünde bulundurularak veya online devam ediyoruz. Üst kat ise tamamen satış.
Dubai ve Abu Dabi’deki satış noktalarınızdan bahseder misiniz? Oralarda en çok neler ilgi görüyor?
Orta Doğu’yu çok seviyorum ve burada vakit geçirmekten zevk alıyorum çünkü burası çok sihirli ve modaya uygun bir pazar. Özellikle Dubai ve Suudi Arabistan’dan müşteriler çok düzenli. Bu nedenle varlığımızı Orta Doğu pazarına taşımak doğru bir karar. Markamı sergilemek ve daha geniş bir müşteri tabanına tanıtmak için Dubai’de etkinliklerle başladık, ancak şimdi talebi karşılamak için daha geniş bir dağıtım zincirine geçiyoruz. Abu Dhabi’ de “NGG Jewelz” olarak lokal ortakla kendi mağazamızı orada açıyoruz. Su an tadilat başladı. En kısa sürede tamamlamayı düşünüyoruz.
Brandroom’larda hangi koleksiyonlarınız satılıyor?
Harvey Nichols Istanbul ve Brandroom İstanbul mağazlarında “Fleurs Magnifiques” serimiz Brandroom Bodrum mağazasında ise hem çiçek serisi hem el de tek tek yapılan kristal taşlarla süslediğimiz el yapımı “Vie Radieuse” makreme koleksiyonlarımız bulunmakta.
Takı, stili nasıl etkiler?
Kıyafetin öznesidir aksesuar. Stili direkt değil, endirekt etkiler. Doğru aksesuar aynı ayakkabı gibi kıyafeti rezil de eder, vezir de. Sıradan bir pantolon ve tişört ile iki farklı doğru seçilmiş aksesuarlarla gündüz işten çıkıp gece bir partiye katılabilirsiniz. Trendleri takip etsem de çok trendlere bağlı kalıp onlara uygun tasarım yapmıyorum. Kendi trendlerimi belirliyorum demek daha doğru. Tasarım dünyasında genelde bazı imajlar yaratılıyor ve bu imajlara uyumu hale gelmeniz bekleniyor, ben bunun aslında tam aksi taraftayım. Yani bir şey moda diye onu takmak kullanmak ya da giymek bana çok ters.
Projeleriniz neler?
Şu an için İstanbul, Doha, Ürdün, Dubai ve buna yeni çiçeğim Abu Dhabi de eklendi. Yeni bir işbirliği için mayıs ayında tekrar Dubai’ye geri dönüyorum. Kayıtlarda ne olduğunu söyleme iznim yok, bu yüzden size röportajımızdan sonra anlatacağım ama maalesef pandemiden ötürü süreç ağır ilerliyor. Şu an yeni bir koleksiyonu hazırlıyoruz. Nasıl ki makreme denince akla geliyorum hedefim Ortadoğu’da çiçek denilince de akla gelen ilk isim olmak hedefim.