Renaud Pellegrino, kendi ismini taşıyan markasını kurduğu günden bugüne, kimliğini yansıtarak lüks el çantaları tasarlıyor. Estetik aşığı tasarımcının, cömert el işçiliği ile bütünleşen koleksiyonlarında kullandığı teknikler, renk ve malzeme seçimlerindeki yaratıcılık, onu eşsiz kılan özellikleri arasında yer alıyor. Ancak Renaud Pellegrino’yu sadece bir “çanta tasarımcısı” olarak tanımlamak yetersiz olur. Tutkuyla tasarladığı benzersiz çantaları, Paris Dekoratif Sanatlar Müzesi’nin kalıcı koleksiyonlarında yer alan sanatçının her bir tasarımı mücevher/sanat eseri statüsünde kabul ediliyor. 30 yılı aşkın süredir, nadir obje tutkunu koleksiyonerler tarafından Renaud Pellegrino eserleri tutkuyla takip ediliyor. Timsah, yılan, nadir bulunan deriler ve bunların cesur karışımları, değerli taşlar, el yapımı işlemeler, metaller, üst üste kullanılmış farklı materyaller ve çarpıcı renk kümeleri Pellegrino’nun tasarım karakterine açılan bir geçit olarak görülüyor.
Renk ve form büyücüsü olarak tanımlanan Renaud Pellegrino’nun tasarım yolculuğu, efsanevi tasarımcı Yves Saint Laurent ile başlıyor. Sekiz yıllık uzun soluklu birliktelikte, büyük bir hayranlıkla çalıştığı markanın hem hazır giyim, hem de couture koleksiyonlarında deri aksesuar tasarımlarına imza atıyor. Daha sonra kendi yolunda yürümeye karar veren tasarımcı, Pellegrino Paris atölyesinde elegan çantalarını tasarlamaya başlıyor. Tasarımlarını şekillendirirken ilk adımda renklerden ilham alıyor, malzeme ve şekilleri deneyip karıştırarak farklı detaylar oluşturuyor. İlham kaynağı ve oyun alanı, yaşam ve gözlemleri… “Sokaklardaki yaşamın koreografisine aşığım.” diyerek gündelik hayattan güç alıyor. “İnsanların yaşamlarını ve hareketlerini izliyorum, onların vücut ritimlerine, mizaçlarına uygun formlar oluşturuyorum. Çantaların bu formları insan doğasında zaten mevcut, ben vücutla bütünleşerek hareket eden çantalarla limitsiz bir ifade şekli yaratıyorum.” cümleleriyle sanatını anlatıyor. Özellikle gece çantalarının ön plana çıktığı Renaud Pellegrino koleksiyonlarında gündüz çantaları, clutch, kartvizitlik ve cüzdanlar da yer alıyor.
Pellegrino Tasarım Evi, İlkbahar/Yaz 2021 koleksiyon ilhamını bizimle eve dönen en güzel seyahat anılarımızdan alıyor. Bir seyahat sonrası aklımızda kalan en derin anımız nedir? Bir anda beliren bir ışık huzmesi mi, gün batımının ufuk çizgisiyle buluştuğu an mı yoksa ilk defa denediğimiz bir lezzetin damağımızda bıraktığı tat mı? “New Horizons” koleksiyonu, markanın ikonlaşmış materyalleri ile değerli mücevherlerin etkileşime girdiği rüya gibi bir yolculuğa tanıklık ediyor. Cömert ve heykelsi formlara, yumuşak ve zarif çizgilerin eşlik ettiği zengin tasarım paleti, cesur 2021 renklerinin ışıltısıyla göz kamaştırıyor. Markanın kuruluşundan bu yana, işlenme yöntemleriyle Renaud Pellegrino için çok değerli bir zanaat simgesi olan rafya hasır, New Horizons’ta da öne çıkıyor. Tasarım evinin İlkbahar/Yaz 2021 koleksiyonunda sunduğu duygu, hayal gücünü zenginleştirmeyi vadediyor.