16. yüzyılda İstanbul’da kahvenin ilk kavrulduğu yer olan tarihi Beta Yeni Han, 5 Aralık Dünya Türk Kahvesi Günü’nü çok özel bir etkinlikle kutladı. Beta Gıda tarafından bu yıl üçüncü kez gerçekleştirilen ve Türk kahvesinin zengin ve derin köklerinin keşfedildiği organizasyonda İstanbul’un ilk kahve müzesi, Beta Yeni Han 1554 Kahve Müzesi açılış töreni gerçekleştirildi.
Beta Gıda, Dünya Türk Kahvesi Günü’nde Beta Yeni Han 1554 Kahve Müzesi için açılış töreni düzenlendi. İstanbul tarihinin en önemli miraslarından olan Beta Yeni Han’ın restorasyonu sırasında gün yüzüne çıkan tarihi kahve fırınını müze olarak hizmete açan Beta Gıda, tarihin tozlu sayfalarında gizlenen tarihi hanın kaderini değiştirdi. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından onaylı İstanbul’un ilk kahve müzesi olan Beta Yeni Han 1554 Kahve Müzesi, aynı zamanda tarihte bilinen İstanbul’un ilk kahvehanesi olma özelliğini de taşıyor.
Kahvenin zengin tarihini, üretim süreçlerini ve kültürel önemini ziyaretçilere tanıtmayı amaçlayan müze, kahvenin kültürel yolculuğunun başladığı yer olarak bilinen İstanbul’un, kahve tutkusunu yeniden canlandıracak. Beta Yeni Han 1554, Türk kahvesinin UNESCO tarafından “Somut Olmayan Kültürel Miras” olarak kabul edilen değerinin öne çıkarılması ve tarihi kültürel mirasın geleceğe taşınması hedefleniyor.
“Amacımız Türk Kahve Kültürü’ne değer katmak”
Dünya Türk Kahvesi ve Kültürü Günü’nde kahve tutkunlarıyla bir araya gelmekten duyduğu mutluluğu aktaran Beta İstanbul Şube Müdürü Hatice Uğur, İstanbul’un ilk kahve müzesi, Beta Yeni Han 1554 Kahve Müzesi’ni hizmete açmanın gururunu yaşadıkları ifade etti. Dünya Türk Kahvesi Günü’nü kutladıklarını bu hanın, İstanbul’un tarihinde oldukça önemli bir yere sahip olduğunu anlatan Uğur, “Osmanlı döneminin ticari ve sosyal hayatında merkezi bir rol oynayan bu yapı, kahvehane kültürünün kökenlerine ışık tutan zengin bir tarihsel ve kültürel mirası içinde barındırıyor. Geçmişte sırasıyla Emin Han, Tahmis Han, Hasırcılar Han isimleriyle anılan ve bugün Beta Yeni Han olarak bilinen bu yapı Osmanlı Kahve kültürünün doğduğu bölgedeki mimari ve sosyal bağlamı ile tarihte halen kullanılan 1554’te açılmış ilk kahvehane olma özelliğini taşıyor. Aynı zamanda 16.yüzyılda İstanbul’da kahvenin kavrulduğu ilk yer olarak biliniyor. Beta Han’ın restorasyonu sırasında tesadüfen gün yüzüne çıkarılan tarihi kahve fırını, bu yapının eşsiz geçmişini bir kez daha gözler önüne serdi. Biz de Beta Gıda olarak, bu tarihi kahve fırınını korumak ve Türk Kahve Kültürü’ne değer katmak amacıyla burayı müze haline getirmek ve herkesin ziyaret edebileceği bir yer haline getirmek istedik” dedi ve şöyle devam etti: “Müzeyi ziyaret eden misafirlerimiz, kahvenin hikâyesinin başladığı yerde yani kahvenin sıfır noktasında, kahve üretiminin tarihsel sürecini görebilecek. Bunun yanı sıra sergi bölümünde sergilediğimiz kahve üretim araçlarını keşfedebilecek. Kahveye ve tarihe ilgi duyan herkesi Beta Han’ın tarihi atmosferinde geçmişe doğru yolculuk yapmaya davet ediyoruz.”
Bu özel organizasyonda biz de tarihte bilinen ilk kahvehaneyi keşfettik. Lezzetli ikramlar eşliğinde müzenin tarihini dinledik ve ardından kumda kahve yapmanın prensiplerini öğrendik. Beta İstanbul Şube Müdürü Hatice Uğur ile bu özel günün anısına hatıra fotoğrafı çektirmeyi de ihmal etmedik.
Beta Yeni Han’ın bulunduğu yapı, tarihte bilinen ilk kahvehane olma özelliği taşıyor. Tarihi kaynaklara göre, Osmanlı İmparatorluğu’nda toplumsal yaşamın önemli bir unsuru olan kahvehanelerin XVI. yüzyıl ortalarında İstanbul’da görülmeye başladığı görülüyor. Tarihçi Peçevî, İstanbul’da ilk kahvehanelerin, Halepli Hakem ve Şamlı Şems adında iki tüccar tarafından 1554 yılında günümüzde Tahtakale olarak bilinen Tahtü’l-Kale’de açıldığını yazarken, pek çok kaynak “Tahmis Sokak”ın adını, kahvenin kavrulup öğütüldüğü yer anlamına gelen “tahmis” kelimesinden aldığını ortaya koyuyor. Süheyl Ünver’in Türk Etnografya Dergisinde, 1962 yılında yayınlanan makalesinde ise kahvehanelerin İstanbul’da ilk kez 1554 yılında açıldığı ifade ediliyor. Osmanlı İmparatorluğu’nun ticari yapılarının klasik bir örneği olarak revaklı avlusu ve iki katlı düzeniyle dikkat çeken Beta Yeni Han’ın restorasyonu sırasında ortaya çıkan fırınlar, bu tarihi hanın geçmişte bir kahvehaneye ve kahve çekirdeklerinin kavrulup hazırlandığı iki fırına ev sahipliği yaptığını açıkça ortaya koyuyor. Günümüze kadar gelen tarihi belgelerde Emin Han, Tahmis Han, Hasırcılar Han ve Yeni Han gibi farklı isimlerle anılmış olan han, Beta Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Beşir Uğur liderliğinde özüne ve ruhuna sadık kalınarak gerçekleştirilen kapsamlı bir renovasyonun ardından, “Beta Yeni Han” adıyla yeniden kapılarını açıyor. İstanbul Eminönü’nün tarihi dokusunu uluslararası boyutta sergileyen bu görkemli yapı, bugün aynı zamanda İstanbul’un ilk müzesine de ev sahipliği yapıyor. “Beta Yeni Han 1554 Kahve Müzesi”, Osmanlı’nın mimari ve kültürel zenginliklerini çağdaş bir dinamizmle bir araya getirerek tarihi kültürel mirası geleceğe taşıyor.