20 Kasım, çocuk haklarını kutladığımız bir gün olmanın ötesinde, onların yaşam kalitelerini iyileştirmek için üzerimize düşen sorumlulukları hatırladığımız önemli bir fırsat.
Dünya genelinde her yıl milyonlarca çocuk, işitme kaybı ile mücadele etmektedir. İşitme kaybı, çocukların öğrenme, iletişim kurma ve sosyal etkileşimde bulunma becerilerini doğrudan etkileyebilir. Bu bağlamda, işitme sağlığının çocuklar için korunmasının önemini vurgulamak ve erken tanı ile tedavinin çocukların yaşamlarına nasıl olumlu katkı sağladığını anlatmak önemlidir.
İşitme ve Konuşma Bozuklukları Uzmanı Prof. Dr. Esra Yücel; çocukların işitme sağlığının sadece duyma yeteneklerini değil, sosyal etkileşimlerini, dil gelişimlerini ve genel yaşam kalitelerini de doğrudan etkilediğini belirterek, erken teşhis ve müdahalenin önemine dikkat çekti. “İşitme kaybı olan çocuklar için erken teşhis ve tedavi, sadece duyma yetilerini kazandırmakla kalmaz, aynı zamanda özgüvenlerini artırarak sosyal çevrelerinde daha aktif olmalarını sağlar. Erken teşhis ve müdahale, çocukların dil gelişimi, sosyal etkileşimleri ve genel yaşam kaliteleri üzerinde kalıcı ve olumlu değişiklikler bırakmaktadır.” dedi.
Cochlear Türkiye Genel Müdürü Gül Erden ise; işitme kaybı yaşayan bir çocuğun duygusal ve sosyal gelişiminin de engellendiğini belirterek, “Araştırmalar, işitme kaybı tedavisi gören çocukların, tedavi edilmeyenlere göre okulda daha başarılı olduğunu ve daha geniş bir sosyal çevreye sahip olduklarını gösteriyor.” dedi. Koklear implantın işitme kaybı yaşayan çocuklara önemli bir dönüşüm sağlayarak, onların çevreleriyle daha sağlıklı bir iletişim kurmalarına ve dünyayı daha net bir şekilde algılamalarına olanak tanıdığını belirten Erden ” Cochlear olarak, her çocuğun işitme sağlığının korunması gerektiğine inanıyoruz. Toplumsal farkındalık oluşturma, eğitimde eşit fırsatlar sağlama ve işitme kaybı yaşayan çocuklara yönelik özel destek hizmetlerinin arttırılması için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Koklear implant teknolojilerimiz ve sunduğumuz eğitim desteği ile çocukların hayatlarında kalıcı değişiklikler yaratmayı hedefliyoruz. Bu alandaki toplumsal sorumluluğumuzu yerine getirirken, her çocuğun sağlıklı bir şekilde büyümesi ve eşit fırsatlara sahip olması için el birliğiyle çalışmaya devam edeceğiz.” şeklinde belirtti.
Sonuç olarak, erken tanı ve müdahale, çocukların yaşam kalitesini artıran ve gelişimlerini destekleyen önemli adımlardır. İşitme kaybı yaşayan her çocuk, potansiyelini hayata geçirebilecek fırsatlara sahip olmalıdır.