Club Med Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü Özlem Tosun’la turizmdeki yolculuğunu, pandemi süreciyle değişen tatil alışkanlıklarını, Club Med Palmiye’nin yeniliklerini ve favori destinasyonlarını konuştuk.
Club Med Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü Özlem Tosun, işini aşkla, tutkuyla yapan bir isim. Kendisiyle Club Med Palmiye’de tanıştım ve uzun yıllardır aynı markanın çatısı altında farklı görevlerde çalıştığını öğrendim. Peki, neydi deyim yerindeyse tatil köyü kavramını Türkiye’ye getiren Club Med markasının ayrıcalıkları, marka kendisini halen nasıl dinamik tutmayı başarıyordu? Ve Özlem Hn. da dahil tanıştığım bütün Club Med ailesi nasıl oluyordu da böyle kibar ve güleryüzlü oluyordu tüm konuklara karşı? İşte tüm bunların cevabını keyifli bir Kemer sabahında sevgili Özlem Tosun’dan aldım.
Club Med Palmiye’de sezonun yenilikleri neler?
Club Med Palmiye’de odaların değişimi, dekorasyonun yenilenmesi, bahçelerin sürekli bakımı ve programlara yeni aktivitelerin eklenmesi her zaman iş akışımızdadır. Bu yaz bungalov odalarımızın tamamı yenilendi. Bahçelerimiz çok iddialıdır, peysaj harika. Aktivitelerimizde çok iddialıyız, trapezden su kayağına; tenisten sörfe 40’ın üzerinde aktivite var. Zaten Club Med gibi turizmde lider, 70 yıllık bir markadan bahsediyoruz. Günümüz insanının güncel ihtiyaçlarına göre kendi kendini yenileyen, değişebilen ve evrilebilen bir marka, o yüzden 70 yıldır varlığını sürdürüyor ve biz 70 yıldır bir marka adı altında kalabiliyoruz.
Pandemi süreci Club Med’e nasıl yansıdı?
Pandemi süreci, biliyorsunuz hepimiz için son derece öğretici, düşündürücü ve biraz kendi kendimize kaldığımız bir dönemdi. Tatil severlerde de ciddi anlamda farkındalık geliştirdi. İnsanların esas ihtiyacı olanın ne olduğunu düşünmesini sağladı. Ayrıca gerçek lüks anlayışının ne kadar farklı olduğunu anlattı bizlere. Bizim mottomuz olan özgür tatil anlayışını biraz daha güçlendirdi. Bu da Club Med için büyük bir ayrıcalık çünkü Club Med, her zaman özgür tatilleri planlayan, onun üzerine kurulu ve ayrıca tatil severlerin ihtiyaçlarıyla örtüşen konsepti sunar. Bu da bize satışlarda ciddi anlamda geri dönüş sağladı. İnsanlar pandemi sürecinde ve sonrasında özgür olabileceği ortamlara yöneldiler.
Pandemi döneminde hijyen de çok öne çıktı, değil mi?
Evet, pandemi döneminde güvenilir tatilin önemi bir kez daha anlaşıldı. Uluslararası ve kurumsal bir marka olduğumuz için güvenilir tatil bizim için çok önemli. Açık büfelerimizin her kuruluşunda ve kapanışında analizlerimiz, havuzlarımızın bakımı gerçek anlamda denetleniyor. Çok katı kurallarımız var. Hijyen, insanlarımızın güvenliği bizim için her şeyden daha önemli. Örneğin her gelen misafirimiz her şey dahil sistemi içinde sigortalıdır. Dünyanın dört bir yanında 70 tesisimiz var. Pandemi süreci boyunca herkes ülkelerine kilitlenirken biz Türkiye’deki iki tesisimizi Türk konuklarımızın sayesinde döndürebildik. Hiçbir çalışanımızın çıkışını yapmadık ve kendi kendimizi koruyabildik. Bu da bizi ayrıca memnun etti. Gelen misafirlerimiz güvenli tatil yaptılar ve bu ağızdan ağıza yayıldı. Dediğim gibi inanılmaz bir yaz yaşıyoruz. Doluluk oranlarımız çok yüksek. En önemlisi mutluluk geri dönüşlerimiz çok yüksek.
Club Med’i daha çok aileler tercih ediyor diyebilir miyiz?
Club Med, ‘Her şey dahil’ ve aynı zamanda ‘mini club’ sistemlerinin yaratıcısı. Dolayısıyla mini club ve çocuklu tatil dediğinizde çok konfirme bir markadır. 0-17 yaşa kadar, her yaş aralığına özel pedagogların ve özel eğitmenlerin eşliğinde yapılan programlar dahilinde kulüplerimiz var. Pandemi sürecinden sonra bize hep geniş aileler geldi; kuzenler, anneanneler, dedeler, kocaman aileler hep bir aradaydı. Pandemide yapayalnız kaldıkları için tatillerde birlikte olmayı tercih ettiler. Aslında hepimiz birlikte tatilin, paylaşılan, biriktirilen anların ne kadar değerli olduğunu, bunların dışında hiçbir şeyin çok da önemli olmadığını fark ettik pandemi sürecinde. Galiba insanımız artık gerçek ihtiyacının bu olduğunu biliyor. Hepimize önemli bir öğreti oldu diyebilirim.
Peki, daha çok hangi ülkeler tercih ediyor Club Med Palmiye’yi?
Yüzde 85 oranda yurtdışından gelen misafirlerimiz oluyor. Fransa, Belçika, İsviçre, İngiltere, Ukrayna, Polonya ağırlıklı. Rus pazarı son dönemde biraz düştü. Yabancı misafirlerimiz zaten Türkiye destinasyonunu çok seviyorlar ama burada personelimizin üstün ilgisi, yemeklerimizin çeşitliliği, lezzeti de onları motive ediyor. Maalesef Türkiye’de her zaman deprem, terör gibi turizme ket vuran bir konu oluyor. Ona rağmen Club Med, demin bahsettiğim güvenli tatil anlayışıyla yoğun talep görüyor.
Club Med’in sürdürülebilirlik konusundaki çalışmalarından bahseder misiniz?
Bundan 35 yıl önce kimse sürdürülebilirlikten bahsetmezken biz bu konuya odaklanıyorduk. Zaten biz tesis kurulma aşamasındayken orayı sürdürülebilir prensiplere göre tasarlıyoruz. Örneğin hiçbir ağaca dokunmayız. Kullandığımız inşaat malzemeleri her zaman geri dönüştürülebilir, özel malzemelerdir. Bu konuda uluslararası kurumlarla çalışıyoruz. Tesisimiz için o yörenin ürünlerini satın alarak sürdürülebilirliği destekleriz. Hatta o yörenin çocuklarını zaman zaman ağırlayarak aktivitelerimizi paylaşırız. Ve hatta o çocuklar büyüdüğü zaman dilerlerse tesislerimizde çalışma önceliğine sahip olur. Doğaya ve insana saygının çok farkında olan bir markayız.
Uzun yıllardır Club Med çatısı altıda çalışıyorsunuz, başka bir iş yapmayı hiç düşünmediniz mi?
Büyük tutku, bu soru bana çok fazla geliyor. Ben lise çağlarında yaz tatillerinde, üniversitede yurtdışında yaz tatillerinde başladım Club Med’i keşfetmeye. Esasında bu dünyayı keşfetme tutkusuyla, farklı kültürleri tanıma tutkusuyla başlayan bir hikaye. Sonrasında ‘bunu yapmayı bilmiyorum’ deme lüksümüzün olmadığı ve öğrendikçe heyecanlandığım binbir role girerek, binbir mesleği öğrendiğim ve binbir insanı tanıdığım için empati yeteneğimin çok güçlendiği, kendime her daim bir şey kattığım bir hayat tarzına dönüştü. Turizm zaten çok heyecanlı bir meslek ama gerçekten bir hikayesi olduğu için markalaşan Club Med gibi değerli bir marka altında çalışıyor olmak beni her zaman çok heyecanlandırdı. Onun 15 senesi zaten yurtdışında, dört kıtada finans sektöründen tutun da animasyona kadar her aşamada çalışmakla ve farklı meslekleri pratik ederek geçti. Daha sonra o birikimlerin hepsini bir çatı altında topladığınızda, çalışanlara, misafirlere ve markaya kattığınız zaman hiç sıkılmıyorsunuz. Beni daha da heyecanlandıracak ya da o heyecanı aratacak bir durgunluk dönemini hiç yaşamadım. Pandemi mesela en yakın süreç, pandemi döneminde o kadar farklı projeler çıkardık ve o kadar başarılara imza attık ki… Uzun seneler olsa da hep bu heyecanı yaşatabilecek hep birbirinden farklı sezonlar oldu. Hep bir adım ötesini planlamak, ekiplerimizle hepsinin üstesinden gelmek ve birlikte başarmak çok değerliydi benim için. Bu güzel bir oyun, insanı çok besleyen bir oyun. Onun için hiçbir heyecan daha farklı gelmedi bana. Şu an itibari ile hala buradayım ve daha yapılacak çok şey var.
Son olarak sizin seyahat için tercihleriniz hangi destinasyonlardır?
Önce ülkem, ülkemin her köşesini çok seviyorum. Ve Club Med’in çok daha farklı yerlerde konumlanmasını istiyorum. Seyşeller Club Med çok iddialıdır, son derece ekolojik sadece Club Med’in konumlandığı, görülmesi gereken bir yer. Beş direk yelkenlimiz var, hiçbir eşi benzeri olmayan, o yelkenliyle bir kruvaziyer insana inanılmaz, farklı deneyimler vadediyor. Tatil dediğiniz zaman sadece plaj değil artık, farklı farklı deneyimler yaşamanız gerekiyor. Maldivler her zaman için güzeldir. Orada da sürdürülebilirlikte çok iddialı villalarımız var. Marakeş yine önemli bir destinasyon, orayı Club Med çatısı altında yaşamak çok ayrıcalıklı. Marbella şehir içinde özel bir tatil sunuyor. Kayak tatilinde Alpler’de çok iddialıyız, Türkiye pazarının yüzde 85’ini karşılıyoruz. Ancak son 1,2 senedir Alpler’de yaz çok öne çıkıyor. Pandemide nefes almayı o kadar özledik ki, konuklar bisiklete binmeyi, paraşüt yapmayı, doğayı dolu dolu yaşamayı istiyorlar. İşte bu sebeplerden Alpler’de böyle yeni, doğayla iç içe bir konsept yarattık. İşte Club Med’in başarısındaki en büyük anahtar kelimesi de bu diyebilirim. Daha tüketicinin ne ihtiyacı olduğunu kendisi fark etmeden bizim bunu düşünerek, öngörüp ‘bir sonraki ziyaretlerinde bunu isteyecekler’ diyerek ona hazırlık yapmamız.
Club Med Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü Özlem Tosun’la röportaj sonrasında hatıra fotoğrafı çektirmeyi de ihmal etmedik.