Galataport’ta hizmet veren Muutto Anatolian Tapas Bar’ın muhteşem mezelerini, atıştırmalıklarını ve kokteyllerini denedik. Ödüllü Şef Umut Karakuş, mekanının menüsünde Anadolu mutfağının vazgeçilmez lezzetlerini farklı ve iddialı yorumlarla sunuyor.
Şef Umut Karakuş’un hem Anadolu’dan hem de İspanyol tapas kültüründen aldığı ilhamı harmanlayarak oluşturduğu markası, kısa zamanda geniş bir müdavim kitlesine ulaştı. Öyle ki bizim orada bulunduğumuz akşamüstü, iş çıkışı saatlerinde arkadaş grupları, paylaşımlı tabakları ve kokteylleriyle çoktan mekandaki yerlerini almıştı. Galataport’ta ön sırada yer alan mekanın deniz manzaralı bahçesi de yoğun ilgi görüyordu. Ambiyans harikaydı peki, ya yemekler? Şef Karakuş menüyü ve dolayısıyla mekanın felsefesini şöyle özetliyor: “Menüde tek lokmalık Bafra pidesi yer alırken, İskenderun karidesi ve Kastamonu firiği ile keşkek de bulunuyor. Antakya’nın katıklı ekmeğinin üzerine Somon gravlaks da koyuyoruz. Elma ekşilisiyle, korukla ve hardaliye ile de kokteyller hazırlıyoruz.” Şef Karakuş, Anadolu mutfağını yeni bir dille anlatmayı amaçlıyor. Konsept; çok çeşitliliğimizi, kültürümüzü yansıtıyor.
Ünlü şef Umut Karakuş’un Galataport’taki restoranı Muutto Anatolian Tapas Bar’da Anadolu ve İspanyol tapas kültürünün bir harmonisini Merve Uçar ile denedik.
Anadolu; onlarca kadim kültürüne ev sahipliği yapmış, demirin ilk dövüldüğü, ateşin ilk yakıldığı, buğdayın boy verdiği, insanlığın ilk doğum yerinin adı. Bu topraklarda doğmuş, bu kültürle harmanlanmış ve bu geleneklerle yetişmiş bir şef olan Umut Karakuş, Muutto Anatolian Tapas Bar’da gelenekleri korumak, geliştirmek ve yarının çocuklarına emanet bırakmak için bugünün modern teknikleriyle, dünün geleneksel ve derin tariflerini yorumluyor. Bu tarifleri yorumlarken geleneklerinden, kültüründen, lezzetinden ödün vermeden pişiriyor. Şef Umut Karakuş, kendisini sadece yemek yapan bir şef olarak tanımlamıyor; doğayı, doğalı geleneği, yerel ürünü ve onun temsil ettiği kültürü korumakla görevli bir elçi olarak görüyor. Atalarımızdan miras aldığımız çeşitliliği, toprağı ve doğayı geliştirerek ve yenileyerek yarınlara taşımaya gayret ediyor.
Üç peynirin taze otlarla harmanlandığı Patlıcan Kumpir’e bayıldık. Browni görünümündeki içli köftenin sunumu şaşırtıcıydı. Biber borani kreması ve cevizle süslenmişti, efsaneydi!
Kısa zamanda ciddi bir müdavim kitlesi edinen Muutto, Fince’de “göç” anlamına geliyor. Umut Karakuş, yeni Anadolu mutfağı çizgisindeki menüsüne ise ‘göç mutfağı’ adını veriyor. Yemeğin göç ettiği her yerde zenginlik, bereket ve ayrı bir kültür olduğu felsefesinden yola çıkan Şef, hazırladığı her yemekte birbirinden özel kadim Anadolu’nun hikâyelerini menüsünde yaşatıyor. Coğrafi işaretli ürünler kullanılan, taze ürünlerle hazırlanan markanın menüsündeki soğuklar, sıcaklar ve hamur işleri ortaya paylaşımlı tabaklar halinde sunuluyor.
Dünya dostu atılan her adımda, doğaya saygı duyarak ve atıkları en aza indirgeyen, sürdürülebilir bir modelde işleyen restoranlar gastronomi dünyasına ilham oluyor. Şef Karakuş da atıksız mutfak felsefesini benimseyen şefler arasında en ön sıralarda yerini alıyor. Menüde kullanılan malzemelerin tüm kısımları farklı bir detaya dönüşüyor, bazen bir kıtırda, cipste, bazen sosta, bazen ise püre olarak kullanılıyor. Restoranın en dikkat çeken lezzetleri arasında Nazuktan, Yedikule Bostanları, Çerkez Pate ve Kaburgalı Keşkek yer alıyor.
Flora kokteylin dönüşen rengi Isparta’nın lavanta bahçelerinden geliyormuş. Çarpıcı sunumuyla dikkat çeken hafif ekşi kokteyle özgün tadını şeftali likörü, kumkuat ve mavi kelebek çayı veriyormuş.
Restoranda bu eşsiz lezzetlerin yanı sıra Hidden Treasures gibi içerisinde bergamot köpüğü, ev yapımı acı reçeller ile ya da Flora gibi içerisinde lavanta, mavi kelebek çayı ve kumkuat ile tatlandıran kokteyller de sunuluyor. Her kokteyl, menüdeki özel yemeklerden bir baharat barındırıyor. Dolayısıyla burada sıra dışı kokteyller denemek mümkün.
Şef Umut Karakuş Moda’da açtığı ilk dükkânını ‘ekmek arası’, Galataport ve Fişekhane’deki restoranlarını ise ‘ekmek üstü’ olarak tarif ediyor. Bu arada Fişekhane’deki restoranın özellikle kahvaltıda iddialı olduğu söyleniyor. Herkesin yemek yiyebileceği kadar rahat ama aynı zamanda birilerini ağırlamak isteyeceği kadar şık kurgulanan mekan, İç Mimar Erhan Sağır imzasını taşıyor. Son olarak akşam 18:00’den itibaren müziğin de DJ’ye emanet edildiğini belirtelim.
Muutto Galataport / Muutto Fişekhane
@muuttoanatoliantapasbar