Adet sancısı ülkemizde oldukça sık görülen şikayetlerden biri ancak adet sancısı ciddi ve önemli bir sorun olarak görülmemesi nedeniyle pek çok kadın bu şikayetinden bahsetmekten kaçınıyor.
Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tamamlayıcı Tıp Uzmanı Doç. Dr. Pınar Yalçın Bahat, adet dönemine ilişkin dikkat edilmesi gereken noktaları kaleme aldı.
Toplumumuzda çoğu zaman, “evlenince geçer ya da çocuk doğurunca geçer gibi” yanlış inanışlarla bu durum göz ardı edilmektedir. Adet sancısının en büyük sebeplerinden biri olan endometriozis hastalığı, tüm dünyada ve ülkemizde her 10 kadından birinde görülüyor. Bunun yanında adet sancılarının başka sebepleri olduğu göz önüne alındığında ülkemizde her 6 kadından birinde adet sancısı gözlenmektedir. Adet sancısı kadınların ve genç kızların günlük hayatlarını olumsuz etkilemekte, okul ve iş yaşamlarını sekteye uğratmaktadır. Genç kadınlar özellikle bu günlerini takvimde işaretleyip sınava veya iş hayatında aktif toplantılara girmekten kaçınmaktadır. Bunun yanında cinsel yaşamları belirgin ölçüde etkilenmekte, sosyal hayatlarındaki ilişkilerinde kopukluk yaşamakta genel olarak sıkıntılı bir süreç geçirmektedirler. Adet sancısını ortaya çıkaran en yaygın sebep; susuzluk! Adet sancısı çok farklı sebeplere bağlı olarak ortaya çıkabildiği gibi en basit sebeplerin başında susuzluk gelmektedir. Eğer genç bir kadının su tüketimi olması gerekenden azsa, vücuttaki susuzluğa bağlı olarak kaslarda ve rahim kasında kasılmalara yol açmakta ve adeta sancısına sebep olmaktadır. Yine ikinci sıklıkta görülen sebeplerden biri de ülkemizde çok sık rastlanan magnezyum eksikliğidir. Magnezyum takviyesi yapıldığında pek çok genç kadında bu şikayetlerin ortadan kalktığı görülmektedir. Tüm dünyada yine benzer şekilde adet sancısının en büyük sebeplerinden bir tanesi çikolata kisti hastalığı olarak bilinen endometriozis hastalığıdır. Bir kadının adet sancısı varsa mutlaka bir kadın doğum hekimine başvurmalı, ilgili tetkikler yapıldıktan sonra altta yatan sebep bulunarak hızla tedavi edilmelidir. Ayrıca çeşitli enfeksiyonlar, miyomlar ve farklı hastalıkların da adet sancısına sebep olduğu bilinmektedir. Yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıkları adet sancısını tetikliyor Adet sancısının yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarıyla birebir ilgili olduğu bilinmektedir. Özellikle genç kızlarda beslenme alışkanlıkları düzenlenip, ilgili takviyeler verilip aynı zamanda egzersizi hayatlarına eklediklerinde adet sancısının büyük oranda ortadan kalktığı görülmektedir. Mevsim geçişlerinde adet düzensizlikleri artıyor Mevsim geçişlerinde adet düzensizlikleri görülmekle birlikte özellikle kış aylarında soğuğa maruziyete bağlı olarak adet sancısı sıklığı artabilmektedir. Yaz aylarında ise ıslak mayo ile uzun süre kalmak o dönemlerde yaşanacak adet sancısını artırabilir. Bu değişiklik dönemlerinde çeşitli düzensizlikler yaşanmakta özellikle 10 güne varan gecikmelerle birlikte bazen bir hafta daha önce adet görülebilir. Normal döngünün 21 – 45 gün arasında olduğu bilinmeli, mevsim geçişlerinde görülen bazen erken bazen geç dönemde adet görmenin normal olduğu unutulmamalıdır.
Adet dönemine eşlik eden baş ağrıları: Hormonal Migren adet döneminde görülen baş ağrıları yani hormonal migren olarak adlandırdığımız ağrıların pek çok sebebi bulunmaktadır. Bunların en başta gelen ve en kolay çözümlenecek sebebi susuzluktur. Susuzluğa bağlı olarak bu dönemde özellikle kan kaybının da olmasıyla birlikte ağrılar şiddetlenip daha kronik hale gelebilmektedir. Yine magnezyum eksikliği ya da potasyum dengesizliği bu dönemde ağrıları tetikleyebilmektedir. Hormonal dalgalanmalara bağlı olarak da bu dönemde özellikle hastada bir östrojen dominansı söz konusuysa hormonal migrenin çok daha yoğun görüldüğü bilinmektedir. Östrojen detoksifikasyonuyla birlikte nöralterapi gibi tedaviler, çok kısa sürede bu şikayetlerden kurtulmayı sağlamaktadır. Nefes egzersizleri ve triflo şikayetleri azaltabilir Menstrüel dönemi daha hafif bir şekilde geçirmek öncesinde yaşanan ruh sağlığında premenstrüel sendrom olarak bildiğimiz değişiklikleri en aza indirmek için özellikle adet dönemimizden bir önceki haftadan itibaren hayvansal gıda tüketimini minimuma indirmek önerilir. Özellikle sebze ağırlıklı, lifli gıda tüketimini artırmalı, sıvı tüketimi en üst düzeye çıkarılmalıdır. Sıvı tüketimi özellikle sudan oluşmalı, çay ve kahve tüketimi en aza indirilmelidir. Bu dönemde mutlaka hayatımıza egzersizi almalı, oksijenlenmeyi artırmak için özellikle triflo (akciğerleri güçlendirmek için kullanılan solunum egzersizi cihazı) ile yapılacak olan nefes egzersizleri tüm vücudun oksijenlenmesini artıracağı için bu dönemi çok daha keyifli ve rahat bir şekilde geçirmemizi sağlayacaktır. Vitamin takviyesinin faydası var mı? Bu dönemde doğru vitamin desteklerinin kullanılması kadınların hayat kalitesini anlamlı şekilde artırmaktadır. Başta doğru magnezyum formu seçilmesiyle bu dönemde yaşanan hem ağrılar azalmakta hem de bu dönemde özellikle eşlik eden hormonal migren gibi durumlar varsa ciddi oranda önüne geçilebilmektedir. Ayrıca omega 3 tüketiminin ağrıya sebep olan maddelerin salınımını önemli ölçüde azalttığı bildirilmektedir. Bu dönemde görülen ruhsal bozukluklarda ve depresyon, anksiyete durumlarının giderilmesinde ise B grubu vitaminlerin büyük önemi olduğu bilinmekte, bu dönemdeki halsizlik belirtilerinde çok çeşitli bileşiklerin kullanılmasının olumlu etki yarattığı görülmektedir. Bu sayede genç kızların ve kadınların adet dönemlerini diğer günlerden bir farkı olmayacak şekilde geçirdikleri gösterilmiştir.
Adet sancılarını hafifletici beslenme önerileri: Su tüketimi gün içinde 2 litrenin altına düşmemeli, susuz kalmamaya dikkat edilmelidir. Bu dönemde özellikle kaçınılması gereken ürünlere dikkat edilmelidir. Öncelikle çay, kahve, aşırı çikolata tüketimi mutlaka azaltılmalı yine süt ve süt ürünleri beslenmeden olabildiğince çıkartılmalıdır. Özellikle sabah güne başlarken ilk alınan sıvının çay ya da kahve olması, vücutta ağrıya sebep olan maddelerin salınımını artırmakta ve daha şiddetli bir sancı hissedilmesine sebep olmaktadır. Kırmızı et ve tavuk tüketimi minimuma indirilmeli, bitkisel süt kaynaklarına ağırlık verilmeli, protein alımında balık ve hindi eti tercih edilmelidir. Akdeniz mutfağına uygun bir beslenme tarzıyla beslendiğimizde ve özellikle antioksidan değeri yüksek baharatları tüm öğünlerimizde yoğun olarak kullandığımızda bu dönemi çok daha rahat şekilde geçirebilmek mümkün. Ağrı kesici etkinliği gösterilmiş zencefili, yine karanfil gibi baharatları daha yoğun tüketmeli bu bitkilerin çayları öğünlerde eşlikçi olarak tercih etmeli. Mümkünse gluteni minimum düzeyde tutmak adet sancısının çok daha hafif şekilde atlatılmasını sağlayacaktır.