Kozmetik marketlerde saç ürünlerine ayrılan rafların gitgide genişlemesi sizin de dikkatinizi çekti mi? Önceden şampuan, saç kremi ve saç maskesi ürünleriyle sınırlı bölümlerde şu anda multi fonksiyonel, yüksek teknolojili ürünler yarışıyor. Peki, kendimiz için en doğru ürünleri nasıl seçeceğiz?
Saç bakımı ve saç şekillendirici ürün pazarında neredeyse her geçen gün yeni markalar ve mucize içeriklerle tanışıyoruz. Ancak ürün gamları çoğaldıkça kendimiz için en doğru ürünleri seçmekte zorlanıyoruz. Ve tabii bu mucize olduğu iddia edilen içeriklerin gerçekten işe yarayıp yaramadığını da bilemiyoruz.Avrupa Saç Araştırmaları Birliği Üyesi, İngiltere Trikologlar Enstitütüsü Üyesi, Saç Sağlığı Uzmanı (Trikolog) Evrim Bayraktar, ürün çeşitliliğinin farklı saç yapılarına ve saç sorunlarına seçenekler sunabilmek anlamında sevindirici olduğunu söylüyor ancak doğru ürün seçiminin uzmanların yönlendirmesiyle olması gerektiği konusunda da uyarıyor. Yeni içerikleri ve ideal bakım sırlarını Saç Sağlığı Uzmanı Evrim Bayraktar’a sorduk.
Sağlıklı saçlar neye ihtiyaç duyar?
Saçın en temel ihtiyacı saç derisinin temiz ve hijyenik olmasıdır. Bu açıdan bakıldığında saçında işlem olmayan, saçını kısa kullanan kişiler için saç derisini temizlemek için kullanılacak bir şampuan temelde yeterli ancak saç derimizin ihtiyaçları da dönemsel olarak yaşa, saç derimizin değişen yağlanma oranına, ciltte gelişen kepek, kaşıntı tarzı sorunlara, hatta mevsimlere ve sıcaklığa bağlı olarak değişebiliyor. Bu sebeple aynı şampuan kış ve yaz döneminde istediğimiz performansı sergileyemiyor. Saçımıza kış dönemi için daha arındırıcı özellikli içerikler; yaz dönemi ise nemlendirici özelliği yüksek içerikler gerekebiliyor. Aynı şekilde saç derisi çok yağlı olan biri ile saç derisi az yağlanan kişinin şampuandan aldığı performans aynı olmayabiliyor. İnce telli saçlar, kalın telli saçlar için formüle edilmiş yumuşatıcı, yatıştırıcı etkideki içeriklerle daha basık ve mat bir görünüm elde edebiliyor. Bu farklılıklara hitap etmesi açısından ürün çeşitliliği olması anlamlı ve gerekli oluyor. Ürün çeşitliliği özellikle saçında boya ve düzleştirici gibi kimyasal işlemler olan saçını sürekli ısı ile kuruttuğu için yıpranma payı yüksek olan kişiler için büyük avantaj sağlıyor. Bu tip saçlar onarıcı özelliği yüksek yapılandırıcı içeriklere ihtiyaç duyuyor. Saça yapılan işlem miktarı arttıkça bu işlemlerin saça olumsuz etkilerini sınırlamak ve önlemek hedefli de farklı ürünler geliştirilmesi anlamlı ve gerekli oluyor.
Temel gereken ürünlere bakarsak şampuan, saç kremi, yoğun bakım maskeleri, saçta kalan şekillendirici ve nemlendirici ürünler temel kategoriler. Bu kategoriler içinde ürünlerin çeşitlenmesinde temel saç yapısındaki farklılıklar ve hassasiyetler oluyor ama bunun dışında elbette bu kadar çok ürün olması biraz da pazar payı alma çabası. Ürünler içerik anlamında birbirine oldukça yakınken, parfümleri, kutuları, bazen algıda seçicilik yaratan sarmısak, ısırgan otu, biotin, E vitamini vb. ürünün içinde olmasının saça direkt fayda sağlamadığı içeriklerle ürünü ön plana çıkarıp sloganlar geliştirerek tüketicinin ilgisini çekmeye çalışabiliyor.
Saç sağlığımız için hangi ürünün bizim için yararlı olabileceğini nasıl anlayabiliriz?
Aslında öncelikle gereksinimimiz saçı derisini temiz tutmak. Saç derisi sağlıklı saçın temeli. Bu aşamada en önemli öncelik ürün seçerken saç derimizin nasıl bir yapıda olduğuna bilmek. Saç derimiz kepekli-hassas/ yağlı/kuru/ normal şeklinde dört ana yapıda şekilleniyor. Bu yapılara uyumlu geliştirilen içeriklerle, saçın dönemsel değişen ihtiyaçları baz alarak şampuan seçmeliyiz. Şampuanlarımızı saç derimizin yapısına göre dönemsel değiştirmeli ya da kombinasyon ürünlerle saçı yıkamalıyız. Ancak saç derisi yağlı iken saç kuru olabiliyor veya kişinin saçında işlem varken saç ucu ekstra yıpranıyor ve farklı içerikteki bakımlarla saça destek olmak gerekebiliyor. Saç uçları işlemlerden de bağımsız kuruduğunda bu kuruluk için nemlendirici kremler ve bakımlar yeterli olacaktır. Ancak saç boya/röfle/düzleştirici gibi işlemlerle yıprandıysa o zaman içinde hidrolize keratin ve serisin gibi yapılandırıcı ve bağlayıcı içeriklere ihtiyaç duyuyoruz. Elbette bizim önerimizi ürünleri saçınızı iyi tanıyan bir kuaför desteğiyle veya ürün temsilcileri veya bizim gibi saç sağlığı uzmanlarının önerileriyle seçmenizdir. Ancak böyle bir imkanınız yok ise ürün içeriklerini biraz okumanız ve kullanıcı geri bildirimlerine bakmanızı öneririz. Bunun dışında süreç maalesef biraz deneme/yanılma yoluyla ilerliyor.
Siz bu akıllı, yüksek teknolojili ürünlerin fonksiyonlarına inanıyor musunuz?
Saçımızın kök kısmında saçı oluşturan hücreler canlı iken saç deriden dışarı çıktıktan sonra görülen saç telindeki hücreler ölü keratin yapısıdır. Bu kısımda oluşan ciddi yıpranmalar, yapısal hasarlar, kırılgan yapılar, dışarıdan maske bakımlarla bir aşamaya kadar yapılandırılabiliyor, tamamen iyileşmiyor. Yıpranan saç ucunu ve çok hasarlı saçı mutlaka kestirmek gerekiyor. Elbette yine bakımlarla destek olarak saçın baştan hasar almasını azatlmak gerekiyor. Bu nedenle saçına düzenli sıklıkta kimyasal işlem uygulatan kişilerin bu bakımlardan baştan destek alması anlamlı.
Saç sağlığında ideal nedir? Sağlıklı saçı nasıl tarif edersiniz?
Sağlıklı saç yıkayıp çıktığınızda hacmini alan, düzenli kesimle kırık uçlardan arınmış, temiz kokan ve ısı olmadan da küçük ürün destekleri ile şekil alabilen saçtır. Saç sağlığının en temel yapı taşı aslında bedenin ve saçın toprağı olan cildin sağlıklı olması. Elbette saç sağlığında temel belirleyici saçın genetik yapısı. Saçın teli kalın ve saç çekirdeği yuvarlak olan kişilerde saç yıpranmaya daha az açıktır. Bu saçlar nemini daha iyi tutabilir yapıdadır ve kolay şekil alır. Yıkayıp çıktığında ürünle ve ısı ile şekillendirme desteğine çok az ihtiyaç duyar ancak ince telli, dalgalı ve kıvırcık yapıdaki saçlar daha hassas ve kırılgandır. Bu saç yapısı boya ve ısı işlemleri ile çok hızlı yıpranır. Bu nedenle bu saçların daha fazla yapılandırıcı ve koruyucu ürün desteğine ihtiyacı olur ancak yine de kullanılacak ürünler şampuan, bakım kremi, yapılandırıcı, nemlendirici bir sprey ve şekillendirici bazında sınırlandırılabilir.
Saç yapılarına göre kullanılması gereken ya da kaçınılması gereken içeriklerden bahseder misiniz?
Bilmemiz gereken en temel bilgi, yıkarken amaç saç derimizi temizlemek. Yapılan en büyük hata saçı yıkamamaktır. Saçın temel sağlığı saç derisinden gelir ve saç derisinin temiz olması gerekir. Saç derisinde biriken yağ saç derisini korur, nemlendirir ancak saçı beslemez. Saçı çok uzun süre yağlı bırakmak uzun vadede saç derisinde mikroorganizmaları, kepeği, kaşıntıyı ve sivilce gibi cilt kusurlarını artırır ve saç sağlığını olumsuz etkiler. Özellikle saçı kuru olan kişiler saçlarının kirlenmediğini düşünerek daha az yıkıyor. Saç suyla buluşmadığı zaman daha fazla kuruyabiliyor. Çoğu kişi saçını yıkadıktan sonra saç kremi kullanmaktan kaçınıyor. Saç kremi saça nemi hapsederek saçın yıpranmasını önlüyor. Saçında işlem olmayan kişilere de saçın taramaktan, ısıdan, güneşten gelen zararlı etkileri sınırlamak için saç kremi kullanımını öneriyoruz. Bir diğer yanlış bilinen konu saça ve saç derisine sürülen yağın herkese faydalı olduğu yanılgısıdır. Yağlar saçı sararak saçın belirli bir süre için kaygan ve parlak görünmesini sağlar ancak yağlar ciltten kolay arınmadığı için sık kullanımlarında saç gözeneklerini tıkayabilir. Özellikle hassas ve alerjik bünyelerde bazı yağlar (biberiye yağı, çay ağacı yağı, okaliptüs yağı, kekik yağı) ciddi alerjik reaksiyonlar oluşturabilir. Yağlar genelde saç uçlarına bakım amaçlı daha sık kullanılıyor ancak özellikle ince telli saçlar yağı daha çabuk emiyor, yağla daha hızlı ağırlaşıyor ve sönüyor. İnce telli saçlar daha hafif içerikli su bazlı nemlendirici ve şekillendiricilerle daha mutlu oluyor.
Yurtdışındaki fuarlarda gözlemleriniz neler? Saç sağlığı için geliştirilen akıllı ürünler yayılıyor mu?
İngiltere’den lisanslı ve Avrupa Saç Araştırmaları üyesi bir saç sağlığı uzmanı olarak yurt dışındaki yenilikleri birebir saç kongrelerine katılarak takip ediyorum. Saç temelinde yeni keşifler saç sağlığını geliştirmek ve saç dökülmesini önlemek hedefli şekilleniyor. Büyük oranda ürünlerin saç derisinde irite edici olmaması, kolay arınması, saç derisinde atık bırakmaması ve saç derisinin her zaman optimum sağlık seviyesinde kalması hedefleniyor. Saç derisi mikroflorasının pek çok saç derisi hastalığının temeli olduğu vurgulanıyor. Bu aşamada ön plana çıkan ürünler saçı sık yıkarken saçı kurutmadan temizleyebilecek ve derinlemesine temizleyebilecek içeriklere odaklanıyor. Saç yıkamayı pratik ve kolay hale getirerek günlük temizliği motive etmeye çalışıyor. Saç uçlarını yapılandırmak için bugüne kadar kullandığımız ürünler kremsi bazları ile saçı sadece statik etki ile sararak koruma altına alıyordu. Ancak kozmetik AR-GE’nin geliştirdiği nano-moleküler ve liposome teknolojisi ile saçın aşınmasını ve kopmasını önlemek hedefli saçın lifsi ve en sağlam bağlarının olduğu kortekse kadar nüfuz edebilen içerikler geliştiriliyor. Bu içerikler saçı kırılgan hale getiren kopan bağları onararak saç direncini artırıyor; saç kremi uygulama süresi kadar hızlı etki ediyor ve düzenli kullanımlarında saçı kırılmadan uzatma şansı tanıyor. Saç sağlığı açısından bakıldığında bugünkü keratin uygulamalarının ciddi sağlık riskleri yarattığına ve sık yaptıranlar için saçın uzun vadede yapılanmak yerine kullanılan yüksek ısıdan dolayı daha fazla kuruyup, hasar alabileceğine de dikkat çekiyor. Bir diğer buluş saç kaybının önüne geçmek için saç klonlanma teknolojilerine yatırım yapılması. Bu hedefle kordon kanı saklama mantığında, saç kökü bankaları oluşturuluyor. Burada hedef bir saç kökünden binlerce üreterek donör kişinin ileride daha fazla saçının olabilmesini sağlamak.
Şampuanlarda ideal içerikler hangileridir?
Şampuanlar içerikleri sebebiyle de birbirinden ayrışıyor, doğal/kimyasal zararlı/zararsız tartışılıyor bu da marketteki ürün çeşitliliğini artırıyor. Şampuan “kimyasal, zararlıdır”, “içerikteki bazı maddeler hastalık yapıcıdır” şeklinde genel olumsuz bir yaklaşımla, doğal olduğu düşünülen ürünlere veya bitki bazlı içeriklerle formüle edilen ürünlere yönelim de ürün çeşitliliğini ve pazarlamasını artırıyor. Şampuan içeriklerinde bulunan SLS, paraben, propilen glikol, dimetikon, silikon gibi içeriklerin bazı hassas ve alerjik ciltlerde kurutucu ve irite edici etkiler yaratabilir. Özellikle ailesel veya bireysel sağlık öyküleri sebebi ile oluşan hassasiyetleri ile bazı kişiler bu içeriklerden kaçınılabilir. Bu yöndeki beklentileri karşılamak hedefli şampuan içeriklerinde alternatif bileşenler ve doğal temizleyici ürünler kullanılabilir. Ancak tüm bunların yanında eleştirilen “şampuanın” saç derisi ile teması çok kısadır, saç derisinden geçirgen değildir, su ile hızlıca ciltten arınır. İçerikler Avrupa Kozmetik Birliği’nin belirlediği güvenli oranlarda kullanılır. Çeşitli güvenlik testlerinden ve onaylardan geçerek raflarda yer alır. Hassas bir bünye söz konusuysa, kişinin alerjik olduğunu bildiği bir madde içerikte kullanılıyorsa, bu durumda kişi alternatif bir ürün talep edebilir. Aksi takdirde şampuanların genel içeriklerinde sakıncalı bir durum yoktur.
Siz de ekibinizle beraber saç sağlığı konusunda hizmet veriyorsunuz. Çalışma sisteminizden bahseder misiniz?
Biz Türkiye’deki tek lisanlı Trikolojik Saç Bakım Merkezi olarak saç ve saç derisi soruları olan kişilere saçlarını daha sağlıklı hale getirmek, saç kaybını kontrol etmek hedefli danışmanlık ve bakım desteği sağlıyoruz. Kişinin saç sorularını bütünsel olarak ele alarak çok yönlü araştırıyor, içsel ve dışsal etkileri doğru tanımlayarak kişiye özel bakım programları belirliyoruz. İdeal olan elbette kişinin saçını iyi tanıyarak kendisi için en doğru ürünleri seçmeyi öğrenmesidir. Çünkü bizim de danışanlarımızda sık gördüğümüz en temel hata saçı için yanlış uygulamalar yapmış olması ya da kendince doğru bildiği bakımları yaparken zaman kaybettiği için saç sorununun ilerlemiş olması oluyor.