Müzik alanındaki üretimine ara vermeden devam eden Can Karakuş ile yeni teklisi “Sevmiş’li Geçmiş”i konuştuk.
Can, seni tanımayanlar için kendini tanıtır mısın?
İstanbul Cihangir’de dünyaya geldim. Eğitimimi Koç Lisesi ve Koç Üniversitesi’nde tamamladım. Ardından çeşitli firmalarda pazarlama yöneticiliği ve direktörlüğü görevlerinde bulundum. Üniversite ve sonrasında Bronx, Studio Live, Mask gibi mekanlarda ve üniversite festivallerinde solist olarak sahne aldım. 2012 senesinde Boğaziçi Caz Korosu ile Türkiye’yi temsilen katıldığımız Dünya Koro Oyunları’ndan 3 altın madalya ile döndük. 2021 senesinde ilk single çalışmam İstanbul’u yayınladım. Bu şarkıyı sırayla Dikenli Tel, Gel Gidelim ve son olarak 2023 Kasım’ında yayınladığım Sevmiş’li Geçmiş takip etti. 2012 senesinden bu yana Jazz Dergisi yazarlığını sürdürüyorum. 2000’li yılların başından bu yana şiir yazıyorum. Ayrıca sinemaya ilgi duyuyorum.
Son teklin Sevmiş’li Geçmiş’in ismi ve sözleri dikkat çekiyor. Parça ne anlatıyor ve nasıl ortaya çıktı?
“Sevmiş’li Geçmiş”, yitip giden zamana ve beraberinde götürdüklerine melankolik bir yerden sesleniyor. Eskiden yaşadıklarına yabancılaşmış, hayal kırıklıkları olan birinin tükenmişliğini, boşvermişliğini anlatıyor. Şarkının ismi esasında 2005 senesinde yazdığım bir şiirin başlığı. Dilimizde, “öğrenilen geçmiş zaman” ya da “rivayet geçmiş zaman” olarak da bilinen “miş’li geçmiş zaman”ı bir kelime oyunu ile değiştirerek Sevmiş’li Geçmiş olarak kullandım. Geçmişte yaşadıklarımıza, bilinçli ya da bilinçdışı olarak, sanki kendimiz yaşamamışcasına yabancılaşmamızı ve inancımızı yitirmemizi anlatmaya çalıştım. Şarkının sözleri de bunu destekliyor. Parçayı bir gece, hayat sorgulamaları içinde eve geldiğimde yaptım. Sözler ve müzik aynı anda ortaya çıktı ve kısa sürede tamamlandı. Genelde gitarımla çalarak tamamlıyorum bestelerimi. Bunda da o şekilde oldu.
Parçada kimlerin imzası var?
Önceki parçalarımda olduğu gibi bunda da söz ve müzik bana ait. Bir önceki teklimdeki gibi yine düzenlemeyi ben yaptım ve prodüksiyonu üstlendim. Enstrümanlar da bana ait. Mix master tarafında ise Özgür Yurtoğlu imzası var.
Klip, şarkıdaki atmosferi oldukça iyi yansıtıyor. Klibin hikayesinden bahseder misin?
Sinemaya ilgi duyan biri olarak esasında klibi önce vurucu bir hikayesi de olan bir kısa film şeklinde yazmayı ve çekmeyi düşündüm. Fakat sonra bu hayal ettiğim kısa filmin iç ritminin şarkıyla birbirine pek uymadığını hissettim. Dolayısıyla bu kısa film fikrimi başka bir zamana saklayarak sadece atmosferi ve duyguları yansıtmaya odaklandım. Şarkının ruhunu yansıtması için, her ne kadar görüntü kalitesi açısından zorlayıcı olsa da, gece çekimini tercih ettim. Şehri, boş arka sokakları, yolculuğu, yalnızlığı aktarmaya çalıştım. Sözlerde yer alan bazı metaforları klibe semboller aracılığı ile enjekte ettim ve klibi ucu açık bir sonla, karakterin aynada gözlerinin içine bakarak kendisiyle ve hayatla hesaplaştığı bir anla bitirdim.
Klipte kimlerin imzası var?
Daha önceki iki klibimde olduğu gibi yönetmenliği yine ben üstlendim. Bu klibin görüntü yönetmenliğini de yaptım. POV (bakış açısı çekimi) olarak adlandırabileceğimiz sokak ve yol çekimlerini kendim yaptım. Kamera önünde oyuncu olarak yer aldığım sahnelerin çekimlerinde ise arkadaşım Bedirhan Bozdemir bana yardımcı oldu. Sonra da post prodüksiyon sürecinde klibi son haline getirdim.
Önceki parçalarına kıyasla Sevmiş’li Geçmiş’te farklı bir tarz ile karşılaştık. Bu yolculuktan biraz bahseder misin?
Uzun yıllar boyunca alternatif rock tarzında cover yapan gruplarda solist olarak yer aldım. Bestelerim de kulağımda ilk olarak hep alternatif rock sound’u ile ortaya çıktılar. Fakat ilk iki parçam olan İstanbul ve Dikenli Tel, hem benim arayışta olduğum bir dönem olması hem de düzenlemede farklı isimlerden destek almam sonucunda biraz daha Türkçe Pop kimliğine büründüler. Üçüncü teklim Gel Gidelim’de düzenlemeyi kendim yaptım ve daha alternatif ve bağımsız bir pop sound’una ulaştım. Son parçam Sevmiş’li Geçmiş ise içimde daha büyük ağırlığa sahip olan alternatif rock tarzına beni geri taşımış oldu. Düzenlemeyi kendiniz yaptığınızda içinizdeki duyguyu, kulağınızdaki sesi herhangi bir filtre olmadan, direkt olarak parçanın sound’una taşıma şansınız oluyor. Bu anlamda sanıyorum Sevmiş’li Geçmiş’in en samimi haliyle en organik şekliyle ortaya çıkmasına imkan tanıyan da bu oldu.
Bundan sonraki şarkılarında bu tarz ile mi devam edeceksin?
Sıradaki iki parçam şu an demo seviyesinde hazırlar ve büyük olasılıkla alternatif pop-rock tarzında parçalar olacaklar. Fakat esasında müzik yolculuğumda türden çok daha önemli bir kriter var benim için. Her müziği dinleyen, kulağında çocukluğundan bu yana bir çok farklı müzik türü taşıyan biri olarak, müzik türü kriterinden ziyade iyi müziğe ulaşmaya çalışıyorum ve bunu yaparken kendime karşı samimi olmaya özen gösteriyorum. Tabi ki zaman zaman içimdeki ve kulağımdaki sese göre farklı tarzları da deneyebilirim, fakat burada asıl önemli olan ticari bazı kaygılar yüzünden içimdeki sesin aksi bir yola gitmemem. Ancak ve ancak içimdeki sese kulak verdiğimde parçamın dinleyicinin ruhuna değebileceğine inanıyorum. Bu sebeple de, bilhassa son dönemde, bestelerimi son ürün haline getirene kadarki üretim sürecinin tamamen samimi ve organik bir şekilde akmasına her şeyden daha fazla dikkat etmeye başladım.
Müzikte nihai bir hedefin var mı?
Bana heyecan veren hayallerim var. Fakat benim için en önemlisi kabuğumu kırmak ve şarkılarımı dinleyenlerle buluşturmaktı. Uzun yıllar müzikle haşır neşir olmuş, fakat heybesindekileri ortaya çıkarmamış biri olarak öncelikle bunu gerçekleştirmek benim için kabuğu kırmak anlamı taşıyordu. Bunu başarmış olmanın hazzı var içimde. Bir kişi bile bir şarkımı dinlese, sevse ve şarkı listesine kaydetse benim için büyük mutluluk. Bu yönde aldığım olumlu dönüşler beni çok mutlu ediyor. Daha büyük hayallerim de var tabi ki ama şu an gerçekçi ve adım adım yürüyorum. Gözümü yoldan ayırmadan, genel vizyonu kaybetmeden, mevcut şartta ve anda en içime sineni, en doğru olanı yapmaya çalışıyorum. Bu üretim bir bakıma varoluşuma bir anlam yükleme, kendimi gerçekleştirme yolunu da açıyor bana. Üretimimi sürdürmek benim için şu an en önemlisi. Zaten bunu yapabilirsem müziğim er ya da geç kendine daha geniş yer edinecektir. Günün sonunda şarkılarımı daha fazla kişiye ulaştırmak, onlarla bu duygu birlikteliğini doyasıya yaşamak en büyük hayalim tabi ki.
Sahne alıyor musun? Seni sahnelerde görecek miyiz?
Sahne almaya başlayacağım. Bir süredir sahne alamadım ve sahnede olmayı çok özledim. Bunun için bir planlama içerisindeyim. Tüm gelişmeleri, yeni şarkıları, akustik videoları, konserleri Instagram hesabımda duyuracağım. Dinleyenlerim beni oradan takip edebilirler.
Dinleyenlerine son bir mesajın var mı?
Onların mesajları, beğenileri, yorumları beni gerçekten çok mutlu ediyor. Bu harika duygusal bağı ve iletişimi, sahnelerle ve sık sık yayınlayacağım yeni parçalarımla derinleştireceğimizi biliyorum. Yeni parçalarımı kaçırmamak için Spotify hesabımı ve Youtube kanalımı takip etsinler. İyi ki varlar!.
Spotify:
Video Klip:
https://youtu.be/fo0VlTdNpT8?si=AnBtuSxz-cW7Jm7V
Tüm Dijital Platformlar:
https://distrokid.com/hyperfollow/cankaraku/sevmili-gemi
Instagram:
https://www.instagram.com/karakus_can/