Moda tasarımcısı Kerry Borg, modanın sürdürülebilir boyuta taşınması için nelere dikkat etmek gerektiğini yazdı.
Doğa kanunların işleyişine tabi olan her şey doğanın bir parçasıdır. İçinde yaşadığımız tüm evreni temsil eden maddi dünya olarak da tanımlayabiliriz doğayı. Bu maddi dünyanın içindeki her şey birbiriyle sebep-sonuç ilişkisi içindedir. Yani bir canlının doğada attığı her adımın bir nedeni ve sonucu var. Üstelik o nedenler ve sonuçların yine doğanın kanunu olarak her birimizin yaşamında etkileri vardır. Hiç tanımadığınız bir insanın, belki hiç görmeyeceğiniz bir coğrafyanın yahut hiç haberimiz dahi olmadan yaşanan trajedilerin durgun suya atılan taşın dalga dalga yayılması misali hepimizi içine alacağı etkileri olacağından kuşku duymayın. O yüzden kaleme aldığım yazılarda özellikle vurguluyorum ki her canlı bir başkasının yaşamından sorumludur. Her eylem ve söylemimiz sadece bizi değil tüm doğayı dolayısıyla yaşamlarımızı etkiliyor.
Umut Verici Gelişmeler
Bu nedenle yaşamın her alanında sürdürülebilirlik kavramını önemsiyorum. Doğal kaynakların sınırlı olduğu bilinciyle hareket etmek; tüm canlı yaşamını değerli görmek; içinde bulunduğumuz zamanın ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarını karşılarken ekosisteme zarar vermemek; üretim ve çeşitliliğin devamı için çaba göstermek… Sürdürülebilir moda, bu anlamda değerli bir bakış açısıdır. Üretim ve tüketimin en hızlı olduğu sektörlerden biri olan moda ile tarım arasındaki ilişki hepimizce malum. Tüm giysilerimiz topraktan, tarımdan, ormanlardan geliyor. Doğayı koruyan tasarım, üretim ve pazarlama hayati önem taşıyor. Bu yüzden uluslararası hizmet veren birçok moda firmasının doğayı koruyacak şekilde üretimi hedefleyen taahhütlere imza atmaları umut verici. Doğanın sahibi değil parçası olduğumuz gerçeğine uygun hareket ettiğimizde yaratıcı yönümüz beslenir, gelişir ve üretiriz ve doğal olarak hepimiz kazanırız.
Yaşayan Moda
Tüketim kültürünün bizi sürüklediği hızlı, seri, makine odaklı ve birbirine benzer üretim yerine yavaş, kişiye özel, sınırlı sayıda tasarımları tercih etmek bir arz talep meselesi. Sınırlı sayıda üretim el emeği ve özveriyle işlenen kıyafetlerdir. Her hafta değişen vitrinlerin hızını ve beden dayatmasını reddeder. Daha az tüketmeyi hedefler. Hava alan, dayanıklı kumaşlar, kaliteli dikişler, kaliteli boyalar anlamına da gelir. Ne giydiğimiz giydiklerimizle sürdürülebilir yaşama ne gibi katkılar sunduğumuzun da işaretidir; çünkü moda kavramı sadece en yeniler, en popülerler üzerinden ibaret değildir. Eskiyi dönüştürerek de modayı yaşatırız da.
Tüketicinin Sorumluluğu
Üretimin her alanında yoğun emek veren ve hakları için mücadele eden insanların yanında durmak da ayıca önemli bir konu. Üreticiler kadar tüketicilerin de birtakım etik değerlere sahip olması gerekiyor. Sürdürülebilir yaşamın tüm taraflarının aynı bilinç düzeyinde olması daha hızlı yol kat edilmesini sağlıyor. Tüketicilerin de sürdürülebilir modanın ilkelerini hayata geçirmeleri ve geri dönüşüm, atık yönetimi ve ikinci el kıyafet kullanımı, bitkisel boyalarla kıyafetleri yeniden boyamak gibi konularda modaya bakış açısını farklılaştırması gerekiyor.