10 Yaş Genç programının uzmanlarından, Medikal Estetik Hekimi Seran Göçer’e sonbahara girerken cilt bakımında dikkat etmemiz gerekenleri sorduk.
Yaz tatilleri sonrası şimdi cildi toparlama ve bakım zamanı. Okuyucularımıza hangi bakımları yaptırmayı önerirsiniz?
Sonbahar aylarında hastalarımın ciltleri güneşin olumsuz etkilerinden hasar görmüşlerdir. Burada iki büyük sorun karşımıza çıkar; nem kaybetmesi, kuruması ve lekelenmesi. Her iki sorun için de ben hastalarımın çok büyük bir kısmına mutlaka mezoterapi öneriyorum. Çünkü mezoterapi hem cildin nemini artıran içerikler hem de lekelerini tedavi eden ve leke oluşmasına sebep olan sorunları ortadan kaldıran içerikler içerir. Mezoterapiyi iki hafta aralıklarla en az 3 seans olarak, bazen de 8 seans olarak uyguluyorum. Özellikle lekeli ciltlerde tek başına cildi dışarıdan soymak ya da tek başına krem sürmek yeterli olmuyor. Bu vakalarda içeriden tedavi etmek, yani cildin içine lekeyi azaltan, cildi tedavi eden, tamir eden içerikleri enjekte etmek gerekiyor ki, bunun bizim için tedavi adı mezolifting. Bunun haricinde sonbahar aylarında cildi yeniden yapılandırmak ve hasarı azaltmak için kimyasal peeling ile karbondioksit fraksiyonel lazer uygulamalarına başlıyoruz.
Sonbahar ayrıca kışa da hazırlandığımız bir mevsim. Bu konuda ne gibi bakım ritüelleri öneriyorsunuz?
Sonbahar aylarında kışa hazırlanırken özellikle kışın yapmamız gereken tedavileri atlamamamız gerekiyor. Bunların başında leke sorunu geliyor. Çünkü hastalarım genellikle yaza girerken lekelerini tedavi ettirmek için gelirler. Oysa bizim leke tedavisi protokolümüz sonbahar ve kış aylarında başlar. Ayrıca cildimize yatırım da kış aylarında başlamalıdır. Çünkü yazın çoğumuz tatile gidiyoruz ve düzenli olarak tedavi programlarına uyamıyoruz. Benim hastalarıma cilt gençleştirme ve yenileme için her kış önerdiğim bazı ritüeller var; bunların başında mutlaka 3 seans halinde mezoterapi, yılda bir kere olmak üzere HIFU yani ameliyatsız yüz germe protokolü, eğer dolgularını yeniden yapılandıracak isek onu da sonbahar veya kış aylarında yapmayı genellikle doğru buluyoruz.
40 yaş üstü kadınlar cilt bakımında nelere dikkat etmeli? Ne periyodda hangi bakımları yaptırmalı?
Tabii ki 40’lı yaşlar da genç, güzel ve hoş olduğumuz, bununla birlikte yüzümüzdeki ve cildimizdeki değişimin başladığı yaşlar. Cilt parlaklığı azalıp matlık ortaya çıkıyor, ince kırışıklıklar görünür hale geliyor, dinamik kırışıklıklar mimik yapmadığımızda da belli oluyor, dudağın kenarından çıkan çizgiler aşağı doğru iniyor ve yüz ovalimiz bir miktar değişiyor. 50 yaş ve sonrasında ise eğer o güne kadar hiçbir uygulama yaptırmamışsak yüz ovalimiz bir miktar bozulmaya başlıyor. Genetik faktörler, cildimizin kuru veya yağlı olması, kendimize nasıl baktığımız çok önemli olsa da genel anlamda ince kırışıklıklar artıyor, dinamik kırışıklıklar yerleşiyor, çene altı da keskinliğini kaybediyor. 20’li ve 30’lu yaşlardaki hastaların işlemlerini konuşup anlaşarak yapıyorum. Ancak 40, 50 yaş ve üstü hastalardan yüz, boyun ve ellerindeki deformitelerin yanı sıra genel anlamda sağlık durumlarını da dinliyorum. Çünkü beslenme düzeni, hormonlar, vitamin ve elementlerdeki eksiklikler bizim estetik sorunu sandığımız sorunları ortaya çıkarabiliyor. Örneğin, leke sorunuyla gelen bir hastanın demir veya tiroid hormonu bozukluğu olabiliyor. Bu nedenle tek taraftan bakmamalısınız. Bu yaş gruplarında olup leke, iz, damar gibi bir sorunla gelen hastaya sadece estetik tedavi yaparsanız hakikaten başarısız olabilirsiniz. Hasta menopoz dönemi veya sonrasında mı, gıda takviyesine ihtiyacı var mı, demir, B kompleks vitamin, D vitamini, çinko, folik asit eksikliği var mı?.. Hepsini önemsiyor ve bu tarz tetkikleri istiyorum. Pandemi dönemi bizi bunları daha da çok önemsemeye itti, çünkü bağışıklığı ne kadar desteklersen hastan o kadar genç, sağlıklı ve iyi olur. Ben aynı zamanda tamamlayıcı tıp uzmanıyım ve medikal estetik uygulamalarını tamamlayıcı tıpla birleştiriyorum. Bağışıklığını desteklediğiniz ve hücre tamir mekanizmasını güçlendirdiğiniz hastalara yaptığınız dolgu, botoks ve mezoterapi işleminin başarısı ve kalıcılığı artıyor.
Özellikle erken yaşta cilt yaşlanmasını geciktirmek için ideal işlemler hangileri? Tabii kişiden kişiye değişir ama anti aging anlamında tavsiyeleriniz neler olur?
Hastalarımızı 10’lu yıllar halinde, 20, 30, 40, 50 yaş ve üstü olarak gruplandırıyoruz. İdeal başlangıç yaşı diye bir şey yok. Doğuştan gelen ve kişiyi gencecik yaşında çok yorgun gösteren alt göz kapağı morlukları, ergenlik döneminden kalan akne izleri, sivilceler, lekeler gibi mutlaka düzeltilmesi gereken sorunlar varsa bunları 17-18 yaşından itibaren tedavi etmeye başlayabiliyoruz. Eskiden 20’li yaşlar grubumuzda yoktu ama artık bu yaş grubunda çok fazla hasta başvuruyor bize. Ciltlerine yatırım yapmak, nemlendirmek, özel bakım ve kremler kullanmak istiyorlar. Elbette, “Hocam, kaşımın veya burnumun ucu bir tık kalkabilir mi, dudağımın kenarı bir tık dolgun olabilir mi?” şeklinde estetik amaçlı talepleri de oluyor. Onlara oranlarla ilgili beklentilerini karşılayacak küçük uygulamalar yapıyorum. Ama herhangi bir konuyu takıntı haline getiren biri varsa kaşını bir tık kaldırmanın onu daha güzel ve genç yapmayacağını, zaten 20’sindeki bir insanın çok genç ve güzel olduğunu uzun uzun anlatıyorum. Bunun ideal yaşı 30 yaş ve sonrası. Burada bizi yönlendiren faktör ise cildin kolajen üretimi. Cildin kendini gençleştirme ve tamir gücü 24 yaşına kadar ön planda. 24-30 yaş arasında ise bir platomuz var. 30’dan sonra kolajen üretimi azalmaya başlıyor. 30 yaş sonrasında da kişi hâlâ çok genç ama hem kadınlar hem erkekler bu yaştan itibaren cilt yatırımına başlamalı. 30’lar ve 40’lar, 50 yaş sonrasında oluşacak deformiteler için çok doğru yatırım dönemleri.
Sizin cildiniz için uyguladığınız bakım rutini nedir, bizimle paylaşır mısınız?
Cildim için vazgeçemediğim uygulama besleme-soyma ikilisidir. Basitçe; alttan cildin ihtiyacı olan vitamin, hyaluronic asit, oligoelement, aminoasit gibi içerikleri cilde vermek, yani cildin içine enjekte etmek, bu tedavinin ismi mezolifting’dir. Daha sonra üstten hasarlı dokuyu, yani ölü tabakayı fraksiyonel karbondioksit lazer ile soymak. Bu iki tedavi benim cildim için vazgeçilmez ritüelim. Düzenli olarak mezoterapi yapıp, her kış mutlaka en az 1 kere karbondioksit fraksiyonel lazer ile cildimi soyarım. İki tedavi çok bütünsel olarak cildinize yatırım yapar. İnce kırışıklıklarını azaltır, cildi gerer ve toparlar. Cildin lifting yani germe, toparlama etkisini özellikle fraksiyonel lazer yapar. Fraksiyonel lazer cildin orta ve üst tabakasının belirli bir seviyeye kadar lazer ışınıyla ablasyona uğratılması, yani kontrollü hasar oluşturularak soyulmasıdır. Alttan daha parlak, kaliteli ve güzel bir cilt çıkar. Bu cildimizi 3 hafta kadar mutlaka güneşten korumalıyız. Bu yüzden bu tedavi özellikle sonbahar ve kış ayları için uygundur. Ayrıca bu programa cildi yenileyen, geren, toparlayan, lifting yaratan dolguları da ekleyebiliriz. Benim ritüellerimin içinde yılda bir kere geren dolgular özellikle kristal dolgular, belli aralıklarla düzenli olarak mezoterapi, her kış bir defa karbondioksit fraksiyonel lazer uygulaması senelerdir vazgeçemediğim işlemler…
Sizce 2021’in hatta gelecek yılın favorisi olmaya aday bakım ve işlemler hangileri ve neden?
Bu sene de son yıllarda olduğu gibi bütünsel bakış açısı ile yaptığımız uygulamalar ön planda. Çünkü hastalarım doğal görünerek gençleşmek istiyorlar. Bu konuda özellikle 40 yaş sonrası ya da geniş ve yuvarlak yüzlü tüm hastalarıma HIFU yeni adı ile LIFU uygulamasını ilk adımda planlıyorum. İkinci adımda ise sıklıkla tercih ettiğim Hibrit dolgu uygulaması var. Hibrit dolgu; doğallık ve gençlik isteyenlerin vazgeçemediği bir uygulama olacak bu kış. Polilaktik asit ve hyaluranik asiti beraber içeren Hibrit dolgu; iki açıdan da etki sağlıyor. Cildin yeni kollajen sentezini uyararak germe toparlama, kırışıklık azaltma etkisi yaratıyor. İçerdiği diğer ajan olan hyaluranik asit ile cildin nemini artırarak yüze doğal bir volüm sağlıyor. 1 yada 2 uygulama olarak planlanan Hibrit dolgu uygulaması 9 ay 1 yıl süre ile kalıcılığa sahiptir. Ancak tüm cilt yenileyen tedavilerde olduğu gibi etki tamamen geri dönmez, cilt bu uygulamalardan sonra her zaman eskisinden daha parlak ve canlı görünecektir.
10 Yaş Genç programı nasıl gidiyor?
Program çok güzel gidiyor. 25 haftadır her pazar yayındayız. Üçüncü sezon çekimleri için hazırlık halindeyiz. Haftaya çekimler başlayacak . Her vakada gençleşme ve değişim serüveni çok heyecan verici ayrıca kendini ihmal etmiş kişilerin değişim yolculuğuna eşlik etmek mutluluk verici. Programda, hastalarıma uyguladığım 10 yaş gençleşme protokolümü değişim vakalarıma uygulayıp, sonuçları paylaşarak medikal estetiğe bakış açımı özetlemiş oluyorum. Değişim doğal ve estetik ise pozitiftir. Pozitif değişim ise pozitif güzelliktir.
Kliniğinizde en çok tercih edilen işlemler hangileri?
Tüm medikal estetik ve tamamlayıcı tıp uygulamalarını bütünsel bakış açısı ile kombine ederek uygulamayı tercih ediyorum. Özetleyecek olursam; 10 yaş genç protokolü, bölgesel kilo, zayıflama programları, ozon terapi uygulamaları, mezoterapi uygulamaları, bağışıklık destekleyici programlar uygulamalarımız için öncelikli.
Projeleriniz neler?
Pandemi süreci başında ortağı olduğum bir biyoteknoloji şirketinin kolajen içeren gıda takviyelerini çıkardık. Yeni ürünler ise yolda. Bunun yanında televizyon programım devam ediyor, klinikte hastalarımızı her sezon yeni bir uygulama ile tanıştırıyoruz. Bu tempo ve çalışma döngüsünün devamını planlamaya devam etmeyi düşünüyorum.